| Daha zamanın var. Yapabilirsin. Bitir şu işi. | Open Subtitles | لديك وقت يمكنك أن تنجح إفعله هيا يا دينيس |
| Benimle konuşacak zamanın var mı? | Open Subtitles | لماذا تتكلّم مع الخيول؟ هل لديك وقت للكلام معي؟ |
| Şampiyonada bize yardımcı olmak için hala zamanın var. | Open Subtitles | لازال لديك الوقت لتساعدنا للفوز بالبطولة |
| Peki ne için zamanın var? Kuzenin adına ayak işlerini halletmek için mi? | Open Subtitles | وهل لديك الوقت لتدير الأعمال الغير مشروعة التي يقوم بها إبن عمك؟ |
| Hepsi ölecek. Sadece ben varım. Beni kurtarmak için zamanın var. | Open Subtitles | إنهم هالكون كلهم إنه انا فقط, لا يزال هناك وقت لإنقاذي |
| Konuşacak zamanın var mı? | Open Subtitles | أشعر أنني مهمومة قليلاً هل لديك دقيقة للتحدث؟ |
| Ama henüz bitirmedin ve İç Güvenlik'le çene çalacak zamanın var. | Open Subtitles | ولكنكِ لم تنجزي الأمر، ولازال لديك وقت للثرثرة مع هيئة الأمن القومي |
| Önerimi düşünecek zamanın var mı? | Open Subtitles | هل لديك وقت الان للاطلاع على عرضي الان ؟ |
| Artık rüya görmek için zamanın var. İlginç bir şey gördün mü? | Open Subtitles | حسن، لديك وقت كاف لها الآن أي شيء مثير للاهتمام؟ |
| Annen için zamanın var, ama yaşlı babacığın için yok. | Open Subtitles | لديك وقت لأمك لكن ليس هناك وقت لوالدك العجوز |
| zamanın var. Yarın gelebilirsin. Çok yorgunum. | Open Subtitles | لديك الوقت, بإمكانك الحضور في الغد أنا مُتعبه |
| Bunu yapamayız. kanamayı kontrol altına alacak ve nakili tamamlayacak zamanın var. | Open Subtitles | لديك الوقت للسيطرة على النزيف وإكمال ازرع |
| Lütfen sadece bir tur Bir tur için zamanın var baba | Open Subtitles | جولة واحدة أبي، لديك الوقت لجولة واحدة، أرجوك |
| Akşam yemeğini hazırlayayım ama aperatif için zamanın var. | Open Subtitles | سوف أعد العشاء لديك الوقت الكافي لتناول الشراب |
| Git, hayatını yaşa, bir kez de olsa tüm bunlar için zamanın var. | Open Subtitles | فلتذهبي، فلتعيشي، لمرّة، مازال هناك وقت. |
| Bilmem gerekenin, bu çılgınlığı durdurmak olduğunu söylemen için yeterince zamanın var. | Open Subtitles | لازال هناك وقت كافٍ لتخبرني بما أريد |
| Şunlaru onaylamak için zamanın var mı? | Open Subtitles | هل لديك دقيقة للتصديق على نسخة ما؟ |
| Hala veda etmek için zamanın var. | Open Subtitles | لا يزال لديكِ الوقت لتقولي لها وداعاً |
| Okuldan sonra zamanın var mı? | Open Subtitles | هل لديكِ وقت فراغ بعد المدرسة اليوم؟ |
| İşten önce ne kadar zamanın var? | Open Subtitles | كم من الوقت لديكِ قبل العمل ؟ |
| Bak, hâlâ zamanın var. Şimdi içeri gir. Tamam mı? | Open Subtitles | اسمع.لازالت لديك فرصة ارجع الان الى هناك |
| "Acele etmelisin, çok az zamanın var. | Open Subtitles | عليك بالاسراع ليس لديك وقتا كثيرا. |
| Para hala el değiştirmedi, bu yüzden hala zamanın var. | Open Subtitles | ، لمْ يتمّ تسليم الأموال بعد . لذا لا يزالُ لديكَ الوقت لإيقافها |
| Sanırım zamanın var. | Open Subtitles | أظن أن وقتك يسمح |
| nedime kıyafetlerini hallettiğimize göre şimdi orkestraya geçebiliriz bunları dinlemek için zamanın var, ama saat 7 ye kadar seçmen gerekli. | Open Subtitles | تم الأعتناء بالوصيفات الآن، إلى الأستماع لمقاطع مختارة من أغاني الأوركسترا أستغرقِ ما تحتاجين من وقت للإستماع لهم لكن سأحتاج لقرارك عند حلول السابعة مساءً |
| Biraz zamanın var mı? | Open Subtitles | أهلا. هل لديك ثانية ؟ |
| Çünkü sonia'nın onuru söz konusu anlıyorum ama çok az zamanın var | Open Subtitles | لأن الأمر يتعلق بهيبة سونيا هذا جميل ، لكن أمامك وقت ضيق للغاية! |