"آمل أن" - Traduction Arabe en Turc

• umuyordum
• umarım
• Keşke
• diye umuyorum
• düşünmüştüm
• isterdim
• istiyordum
• umuyorum ki
• İnşallah
• umut

Ben de bir süredir cesareti olan birini göndermeni umuyordum.
لقد كنت آمل أن ترسل لي أحد لديه بعض الجرأة

Bana 600$ borç verebileceğini umuyordum. Tamircim arabamın alternatörünü değiştirmem gerektiğini söyledi.
كنت آمل أن تعطيني 600 دولار في الحال، أحتاج لتغيير منوب سيارتي.

Aramızda nasıl bir şey olduğunu bilmiyordum, ama partide bunun cevabını öğrenmeyi umuyordum.
لم أكن أعلم ما نوع الشيء,‏ لكن كنت آمل أن الحفلة ستوضح ذلك

Fakat umarım başka şemsiyeler... şu sıralar uygun bir biçimde nehrin dibini boylamıştır.
لكني آمل أن مظلة أخرى جرى التخلص منها بشكل ملائم في أحد الأنهار

Keşke 2. sınıflar bize vakit kaybettirmeyi kesse.
آمل أن يكف طلاب الصف الثاني هؤلاء عن إهدار وقتنا

Orada bu durumla savaşmama yardım edebilecek bir şeyler vardır diye umuyorum sadece.
أنا فقط آمل أن هناك شيءٌ ما هنا ليساعدني في محاربة هذا الشيء

Bunun aramızda kalacağını ve raporunda bundan söz etmeyeceğini umuyordum.
كنت آمل أن يبقى الأمر بيننا. ولا تذكريه في تقريرك.

- Ayrılmadan önce seni görmeyi umuyordum. - Kendini özletme.
كنت آمل أن أراك قبل أن أغادر لا تكونى غريبه

En yakın arkadaşlarım olarak bu akşam gelip örnekleri test edersiniz diye umuyordum.
و كنت آمل أن أصدقائى المقربين كلاكما تكونوا على استعداد أن تأتوا الليله

Ben de fotoğraflardan birinde onu katille birlikte görürüm diye umuyordum ama yok.
كنت آمل أن يظهر في واحدة منها برفقة القاتل، لكن لم يحالفني الحظ

Artık düğün de yaklaştığından tüm ailemin orada olmasını umuyordum.
والآن مع اقتراب حفلة الزواج كنت آمل أن كل أسرتي

Bu gece ki tüm karşılaşmaları umuyordum, ama bu onlardan biri değil.
من بين كل الأشخاص الذين كنت آمل أن أقابلهم اليوم لستما منهم

Geri döndüğü takdirde hem bu virüse hem de mutasyonlarına karşı etkili bir grip aşısı yapabilmeyi umuyordum.
كنت آمل أن نصنع لقاحًا من الممكن أن يكون فعالًا ضد الفيروس وطفراته، عندما يظهر مرةً أخرى،

Teşekkürler. Seni ön gösterime götürmeyi umuyordum. Büyük bir yapımcı...
شكرًا لكِ، كنت آمل أن أصطحبكِ لمشاهدة الفيلم، لقد تلقيت دعوة من منتج كبير.

Bu tomarları sizin için hazırlamış olmakla hata yapmıyorumdur umarım.
آمل أن لا أكون أحمقاً بطريقتي في إعداد ذلك لكِ

umarım kulağa geldiğinin yarısı kadar da olsa etkili olmuştur.
كنت آمل أن يبدو الأمر بنصف الروعة التي يبدو عليها.

Kaybınızın bu parayla giderilemeyeceğini biliyorum ama umarım yardımcı olur.
خسارتك لا يمكن تعويضها بالمال لكن آمل أن يساعد هذا

Aptal, aptal, aptal, aptal, aptal! Keşke biri beni bu acıdan kurtarsa.
حماقةٌ ، حماقةٌ، حماقةٌ آمل أن يُخلّصني أحدهم من بؤسي

Keşke Broadway müzikali gibi olsa.
أنا آمل أن يكون مثل مسرحية برودواي الموسيقية الكبيرة

Tanıştıktan sonra Bayan French'in bana yardım edebileceğini düşünmüştüm.
كنت حقا آمل أن يكون هذا ما تفعله لى مسز فرينتش بعد مقابلتى لها

Evlenince bizimle beraber kalmalarını isterdim, ama o da evin tek erkek çocuğu olduğu için öyle bir şey olamaz.
كنت آمل أن يعتمد الابن في القانون لكن خطيبها هو أيضا الابن الوحيد لذلك فهو لن يعمل

Her şey yoluna girince, yanında olmak istiyordum.
وكنت آمل أن أكون بجانبه عندما تتحسن ظروفه

İşte bu nedenle umuyorum ki, Ryan'ın annesi, küçük Jimmy'sinin hayatının iki adamımızın hayatından biraz daha önemli olduğunu bilmekten mutludur!
آمل أن تكون أم ريان العاهره سعيده حقا و أن تعلم أن حياة جيمى الصغير أكثر أهميه من أثنين من فتياننا

İnşallah kahrolası kerdeşim ortaya çıkar. Gelinsiz bir düğün, düğüne benzemez.
آمل أن تظهر أختي اللعينة، لا أحب الأعراس التي بلا عروس

Hâlâ hayatta olanların burada yaşadıklarını telafi edebilmiş olmalarını umut ediyorum.
آمل أن أجدهم على قيد الحياة يمكن الإستفادة من تجربتهم هنا