| arkadaşlarından biri bir kavgada diğerini vurmuş. | Open Subtitles | أحد أصدقائه أطلق النار على واحد آخر في شجار |
| Söylenene göre, arkadaşlarından biri kafayı yemiş ve orayı yakmaya başlamış. | Open Subtitles | ما قاله , أن أحد أصدقائه جن و بدأ في إشعال المكان |
| Herkes endişelenmişti. arkadaşlarından biri evine gidip kapıyı kırıp içeri girmiş. | Open Subtitles | الجميع كان قلقلاً، لذا ذهب له أحد أصدقائه واقتحم منزله، |
| Ama, o arkadaşlarından birinin, belgeleri yine yoketmeyeceğini garanti edemem. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أضمن أن أحد أصدقائه لن يفقد البلاغ مرّة أخرى. |
| bir arkadaşının kendisine Şaka yaptığını düşünmüştü. | Open Subtitles | و كان رد فعلة أنه اعتقد أن أحد أصدقائه يمزح معه، لذا استدر |
| Ve evlenen arkadaşlarından biriyle restoranda öğle yemeğine gideceğiz. | Open Subtitles | و نحن ذاهبون لتناول الغداء في مطعم مع أحد أصدقائه الذي تزوج للتوّ. |
| Mirasını devam ettirmek isteyen mektup arkadaşlarından biri olabilir. | Open Subtitles | ربما يكون أحد أصدقائه بالمراسلة يُكملون إرثه. |
| Bu sırada arkadaşlarından biri kuleme doğru geldi. Artık çok geçti. | Open Subtitles | وحتّامَ جاء أحد أصدقائه إلى بُرجي، كان الأوان قد فات. |
| Muhtemelen Mike'ın arkadaşlarından biri bunu aklına sokmuştur. | Open Subtitles | فربما حرضه أحد أصدقائه على ذلك |
| arkadaşlarından biri Fredrik Lundblad'ın cumartesi günü kayıp olduğu bildirilmiş. | Open Subtitles | أحد أصدقائه, (فريدريك لونبلاد) في عداد المفقودين منذ يوم السبت |
| arkadaşlarından biri uçmuş. | Open Subtitles | ذهب بهم أحد أصدقائه |
| Ben doktorum. İsiliği var. - Ayrıca arkadaşlarından biri... | Open Subtitles | أنا طبيبة، لديه طفح جلدي أحد أصدقائه... |
| arkadaşlarından biri hastanede. | Open Subtitles | أحد أصدقائه دخل المستشفى |
| arkadaşlarından biri de değil. | Open Subtitles | حسنا,لم يكن أحد أصدقائه |
| Gerçek olan arkadaşlarından biri mi? | Open Subtitles | أحد أصدقائه الحقيقيين؟ |
| ...ve eğer arkadaşlarından biri zor bir durumdaysa önce Orson sorardı. | Open Subtitles | وعندما يواجه أحد أصدقائه أوقات صعبة ..كان (أورسن)أول منيقول . |
| Ama, o arkadaşlarından birinin, belgeleri yine yoketmeyeceğini garanti edemem. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أضمن أن أحد أصدقائه لن يفقد البلاغ مرّة أخرى. |
| Jack, adadan ayrıldıktan 3 yıl sonra arkasında bıraktığı arkadaşlarından birinin ölüm haberini aldı. | Open Subtitles | أدرك (جاك) هذا الأمر بعد ثلاثة أعوام من مغادرته للجزيرة عندما علم بموت أحد أصدقائه من الناجين |
| Gerçekten bir arkadaşının bütün gece bizi izlediğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد حقا أن أحد أصدقائه كان يتجسس علينا طوال الليل من الخارج؟ |
| Onu önemsemedik ama Byron Lowenthal'ın öldüğünü televizyonda duyduğunu ve Paul adında bir arkadaşının evinde olduğunu söyledi. | Open Subtitles | استبعدناه على الفور، لكنه سمع عن مقتل بايرن لوينتال من الأخبار وأراد ان يعرف كان عند أحد أصدقائه يدعى بول |
| Evet, doktor arkadaşlarından biriyle. | Open Subtitles | مع أحد أصدقائه الأطباء أظن أنه أقرض أحداً ما |