| Hayır, sözümü geri alıyorum, onunla yan yana gömüleceğiz, bu sabah öyle söyledi. | Open Subtitles | لا لا أسترجع ما قلتة سندفن واحداً بعد الأخر أخبرتنى به هذا الصباح |
| Pekala, bana nerede olduğunu bana annen söyledi. Ama seni sonunda bulurdum. | Open Subtitles | حسناً ، لقد أخبرتنى أمك بمكانك ، و لكنى كنت لأجدك بنفسى |
| Sakin ol. Kavga etmek için gelmedim. - Bana bittiğini söylemiştin. | Open Subtitles | . إهدأ , لم أتى للمشاجرة . أخبرتنى أن هذا إنتهى |
| Şimdi biliyorum çünkü bana söyledin, ama bir dakika önce bilmiyordum. | Open Subtitles | أعرف أسمك الآن لأنك أخبرتنى لكننى لم أكن أعرف منذ قليل |
| Bana herşeyi anlattı. Tezgâha getirildiğini biliyorum. | Open Subtitles | لقد أخبرتنى بكل شىء أنا أعلم أنه تم الايقاع بك |
| İşimizi bitirdikten birkaç saat sonra onu 4 defa boşalttığımı söyledi. | Open Subtitles | بعدما انتهينا بعدّة ساعات لاحقًا أخبرتنى أنّى جعلتها تنتشى أربع مرّات |
| Aa, evet, ama bana konuşmamam gerektiğini söyledi senle... ya da arkadaşlarınızla. | Open Subtitles | هل والدتك فى المنزل؟ نعم, لكنها أخبرتنى أنه ليس من المفترض التحدث |
| Bay Minafer! Halam ona bir dedikodudan bahsettiğinizi söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرتنى عمتى أنك قد كررت ذكر الفضيحة لها |
| Hayır, Ann kütüphaneci istiyor. Bana söyledi. | Open Subtitles | لا ان تريد ان تتزوج مشرف مكتبة لقد أخبرتنى |
| Kuşlar bana burada olabileceğini söyledi. Sahi mi! | Open Subtitles | لا تتحاذقى على ، أخبرتنى العصفوره أنه هنا بالتأكيد |
| Bayan Blaney çıkabileceğimi söyledi. | Open Subtitles | ثم خرجت مسز بلان و أخبرتنى أنه يمكننى الإنصراف |
| Bir keresinde bana Ron'un güvencesinin kendi içinde olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد أخبرتنى يوماً أن أمان "رون " يكمن فى داخله |
| Ana hedefimize varabileceğimizi söylemiştin! | Open Subtitles | والذى لن يوصلنا حتى إلى الهدف الأساسى تبا لك , لقد أخبرتنى أننا نستطيع الوصول إلى الهدف الأساسى |
| Ana hedefimize varabileceğimizi söylemiştin! | Open Subtitles | والذى لن يوصلنا حتى إلى الهدف الأساسى تبا لك , لقد أخبرتنى أننا نستطيع الوصول إلى الهدف الأساسى |
| Bir sürü motel gezdiğini söyledin de, o yüzden sordum. | Open Subtitles | لقد سألتك لأنك أخبرتنى أنك رأيت الكثير فى الايام الماضية |
| Kaç kere benden bıktığını söyledin, ve biz bitkin düştük? | Open Subtitles | كم مرة أخبرتنى أنك مللتنى و أننا كنا مندفعين؟ |
| Annen, dünkü dileğini anlattı. O gerçekleşti, Max. | Open Subtitles | أمك أخبرتنى عن ما تمنيتة بالأمس لقد تحققت الأمنية يا ماكس |
| Lütfen söyler misiniz, Bay de Winter, neden sizinle gelmemi istediniz? | Open Subtitles | هلا أخبرتنى رجاءً لماذا طلبت منى الخروج معك ؟ |
| O Macar olmalı. Her gece çalar, demiştin. | Open Subtitles | لابد أن يكون المجرى الذى يعزف كل ليلة كما أخبرتنى |
| Belirli bir sebep söylersen, o zaman bu konuda düşünürüm. | Open Subtitles | إذا أخبرتنى عن سبب معين عندها يمكن أن أفكر بالأمر |
| Bana dedi ki, sen küçük bir çocukken, istediğini alamadığında yüzü kızarmış halde yere yatıp, tekmeler savuruyormuşsun. | Open Subtitles | أخبرتنى أنك فى صغرك كنت عندما لاتحصل على ما تريد ترتمى على الأرض وتضرب بقدميك ويحمر وجهك |
| Çocukların çizdiğini söylediğin o garip resim mi? | Open Subtitles | تلك الصورة العجيبة، التي أخبرتنى أن الأطفال يرسموها، |
| Oradan ayrılmadan önce bana bu görevin her şeyi değiştireceğini söylediniz. | Open Subtitles | قبل رحيلى لقد أخبرتنى أن هذه المهمة قد تغير كل شئ |
| Benimle olmayı herşeye tercih edeceğini söylediğinde buna inandığım için. | Open Subtitles | أن أعتقد أنك كنت جادا عندما أخبرتنى أنك تفضل رفقتى أكثر من رجال البلاط |
| Eğer olsaydık, Corinne bana söylerdi o adamla birlikte çekip gideceğini. | Open Subtitles | لو كان الأمر كذلك, لكانت أخبرتنى عن نيتها فى الهرب معه |
| Angela soruşturmanın aslında Tommy hakkında olmadığından bahsetti. | Open Subtitles | لقد أخبرتنى أنجيلا أن تحقيقها ليس بشأن تومى |
| Eğer bana isteklerinizi söylerseniz belki onları halledebilirim. | Open Subtitles | و لكن إذا أخبرتنى بما تريدين فإننى سوف أهتم بالأمر بنفسى |