| Resimleri gösterince Tavşanın... ne kadar heyecanlandığını anlattı. | Open Subtitles | أخبرنا أن الأرنب جنّ جنونه عندما أريته تلك الصور |
| Kelepçelerimi gösterince o çocuğun suratını gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيت النظرة علي وجه ذاك الطفل عندنا أريته لمعان أصفادي ؟ |
| Ne yapmış? Bütün gerekli kontrol kristallerini almış. Bir görevde nasıl yapılacağını ben göstermiştim, eklemem gerekirse! | Open Subtitles | إنتزع كل بلورات التحكم أريته ذلك خلال إحدى المهمّات |
| Hayır. Geçen hafta bir numara göstermiştim. | Open Subtitles | لا، الأسبوع الماضي أريته خدعة سحرية |
| Ona nasıl oynanacağını gösterdin evlat. | Open Subtitles | لقد أريته كيف يكون اللعب يا فتى |
| Yine size gösterdiğim ilk çekimden alındı. | TED | ثم التقاطها حديثا من أول تصوير أريته لكم. |
| Ben ona gösterene kadar, daha diş macununun ne olduğunu bilmiyordu. | Open Subtitles | إنه لم يعلم ماهي فرشاة الأسنان حتى أريته إيّاها |
| Colin senin saç telini alıp geldiği için, test sonucunu gösterdim ona. | Open Subtitles | كولن أتى إلى هنا بخصلة شعر، لذا أريته نتيجة الفحص. |
| Otelde hayalet yakaladığınız bölümü ona gösterdim. | Open Subtitles | لقد أريته ذلك الفيديو عندما عثرتوا على ذلك الشبح في ذلك الفندق، |
| Ama daha sonra Ölüm Defteri'nde ismimi gösterince kabul etti. | Open Subtitles | لكن عندما أريته اسمي مكتوب في المذكرة |
| Ama daha sonra Ölüm Defteri'nde ismimi gösterince kabul etti. | Open Subtitles | لكن عندما أريته اسمي مكتوب في المذكرة |
| Kızın resimlerini gösterince ağzı sulanmaya başladı hemen. | Open Subtitles | لقد أريته بضعة صور لها، ورأيت لعابه يسيل حرفياً! |
| Pierre'e tonlarca taş parçalanmış arabalar ve güzel sanat eserleri göstermiştim. | Open Subtitles | "أريته طن من الحصى" "سيارات محطمة، فن فاخر" |
| Geçen sene silah dolabını göstermiştim ona. | Open Subtitles | -لقد أريته مخزن الأسلحة ذاك العام المنصرم |
| -Ona bütün paketi gösterdin mi? | Open Subtitles | هل أريته بكامله ؟ لا تملكون التذاكر ؟ |
| Ona bütün kozlarını gösterdin. Enayilik ettin. | Open Subtitles | لقد أريته كل أوراقك لعب فاشل |
| Dergiyi alıp, gösterdiğim şeye bakıp sonra oturup dergiyi okuyorsun ve bana da asla geri vermiyorsun. | Open Subtitles | ،تأخذين المجلة وتنظرين لما أريته لكِ ثم تجلسين وتقرأين المجلة ولا أستعيدها أبداً |
| Sana gösterdiğim o evde yaşamıyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نعيش في هذا المنزل الذي أريته إليك |
| Açıkçası, fotoğrafları gösterene kadar karısını becerdiğine inanmadı. | Open Subtitles | في الواقع، لم يصدق أنك كنت تغازلزوجته.. حتى أريته بعضاً من الصور |
| -Ama vasiyetnameyi gösterdim ona. | Open Subtitles | ولكنى أريته الوصية . |