Şuraya, yeni yıl için arttırdığım yarım Vicondin'in yanına koyayım. | Open Subtitles | سوف أضعه فقط هنا، بجانب حبة المخدرات التي كنت أحفظها لرأس السنة. |
Getirdim. Onu mutfağa koymamı ister misin? | Open Subtitles | أتريدني أن أضعه في المطبخ أو مكان آخر... |
İşte tamam sandeviçini buraya koyuyorum. Senin için burada saklayacağım. | Open Subtitles | سوف نضع شطيرتك فى طريق محايد حسناً, سوف أضعه هنا من أجلك |
Hepsini bir çantaya koymak eve götürmek ve onlara göstermek. | Open Subtitles | أردت أن أضعه في حقيبة أخذه للبيت وأريهم إياه |
Ya telefonunu telefon kasesine koyarsın, ya da ben panç kasesine koyarım. | Open Subtitles | إما أن تضع الهاتف في وعاء الهواتف أو أضعه في وعاء العصير |
Küçük odaya koyacağım. Dev ekran televizyonumun üstünde harika durur. | Open Subtitles | نعم، أرى أن أضعه في حجرتي الشخصية سيبدو رائعاً فوق شاشتي الكبيرة |
koyacak şişe bulamadım, bende iyotu döküp içine koydum. | Open Subtitles | لم أفلح في العثور على قنينة أضعه فيها لذا أخرجتُ مادة اليود و استعملتُ الك القنينة |
Sen mi takmak istersin yoksa ben mi takayım? | Open Subtitles | هل تريد أن تضعه أو أضعه انا لك؟ |
Açıkçası çuvalladım. İzleme listesine koymadım. | Open Subtitles | لم أضعه تحت المراقبة |
Yosun bu, bunu neden kafama, göğsüme veya herhangi bir yerime koyayım? | Open Subtitles | هذا عشب البحر، لما قد أضعه على صدري ؟ أو رأسي، أو أيّ مكان آخر ؟ |
Hangisinin bizimki olduğunu söyle de TV'nin başına koyayım. | Open Subtitles | أخبرني فحسب أيّهم من بلدنا حتى أضعه أمام التلفاز |
Valizimi hazırladım. Kutuyu da valizime koyayım mı? | Open Subtitles | لقد حزمت كل أغراضي، هل أضعه في حقيبتي؟ |
Bunu diğer kutularla koymamı ister misin? | Open Subtitles | هل تريديني أن أضعه مع الصناديق الأخرى؟ |
Onları nereye koymamı istersin? | Open Subtitles | أين تريدني أن أضعه ؟ |
Bir yerlere koyuyorum, daha sonra aklımdan çıkıyor. | Open Subtitles | بل أضعه في مكان ما وأنساه فيما بعد بطريقة ما |
Çok önemli şeyleri koyduğum çok önemli göze koyuyorum bak. | Open Subtitles | سنفعل ها أنا أضعه في محفظة الأشياء المهمة اتفقنا؟ |
Bir sandal satın aldım ve garaja koymak istiyorum. | Open Subtitles | إشتريت قارباً وانا. .. حسناً، أريد أن أضعه في المرآب |
Fakat onu olduğu gibi bırakabilirim, onu kaldırırım ve tekrar yerine koyarım. | TED | فقط، يمكن أن أتركه في مكانه، أرفعه من مكانه، ثم أضعه. |
Bu silahı alıp, şu bölmeye koyacağım. | Open Subtitles | سوف آخذ هذا المسدس و أضعه في الفجوة وسوفتأخذه, |
Sonra hepsini cüzdanına koydum. | Open Subtitles | زوّرت توقيعك قبل أن أضعه ي محفظتك. |
- Tamam, önlüğümü çıkarıp serumun üzerine takayım da hâlâ ben varım sansın. | Open Subtitles | -حسناً، سأنزع سترتي فحسب أضعه فوق منصة المحلول -ومن المحتمل سيظن أنه لازلت أنا |
- Bilmiyorum. Henüz oraya koymadım. | Open Subtitles | -لا أعلم ، لم أضعه هناك بعد |
- Bilmiyorum ama bence onu nezarete koyup bir doktor çağırabiliriz. | Open Subtitles | حسناً ، لا أعرف ، لكني أود أن أضعه في زنزانتك إلى أن أستدعي طبيباً |
Karalama defterime acaba senden hangi parçayı koysam? | Open Subtitles | أي جزء منك علي أن أضعه في سجل قُصاصاتي؟ |
Ve onu sıradan bir mıknatısın üzerine koyduğum zaman, sadece havada asılı kalır. | TED | و عندما أضعه فوق مغناطيسٍ عاديٍّ، يبقى معلقاً في الهواء. |
Ne zaman bir dişim düşse, yastığımın altına koyardım. | Open Subtitles | فكلما كان ينخلع سن ما كنتُ أضعه تحت الوسادة |
"NEREDE BENİM BİFTEĞİM?" tampon etiketimin... ..yerine birşey koyacağımı hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | أتعلمين ، لم أعتقد أنني سأجد ملصق أضعه بدلاً عن "أين ذهب اللحم؟" على صدام سيارتي |