| Notları düşerse, teknik olarak bir okul sayılamayız hortum sığınağı ve barakaları destekleyen bir şey oluruz. | Open Subtitles | إذا نزلت درجاتها، نحن لسنا تقنياً مدرسة؛ نحن مأوى أعاصير مع كبينات تصويت. |
| Daha önce bu kadar çok hortum olayı duymadım. | Open Subtitles | لم أسمع أبداً عن أعاصير كثيرة كهذه من قبل |
| Kusursuz bir fırtına çıkmıştı! Üç büyük kasırga bir araya gelmişti. | Open Subtitles | لقد كانت العاصفة المثالية، و هي مزيج من ثلاثة أعاصير رئيسية |
| Kanada 'da iki alçak basınç sistemi birleşti ve inanılmaz gelse de müthiş bir tropikal kasırga başlattı. | Open Subtitles | أن جبهة الثلج القادمة من القطب الشمالى تسببت فى عواصف رهيبة فى كندا و التى تتحول بسرعة إلى أعاصير شاملة |
| Belki de fırtına çıkar... yağmur, kar, tornado... | Open Subtitles | لعلها تكون عواصف رهيبة أمطار , ثلوج , أعاصير |
| Her hafta tayfun oluşuyor neredeyse. | Open Subtitles | وهناك دائما أعاصير شبه أسبوعية |
| Her noktada uygun bağlantılar sağlanmış dahi olsa fırtınalar, gemi kazaları ve beklenmeyen gecikmeler olacaktır. | Open Subtitles | حتى إذا قام الشخص بترتيب تفاصيل كل مرحلة سيظل هناك أعاصير و سفن محطمة و تأخيرات غير متوقعة |
| - hortum mu çıkacakmış? | Open Subtitles | -هل سيكون هناك أعاصير ؟ - حسناً ، ( رايـتـشــل ) |
| California'da hortum çıkmaz ki salak. | Open Subtitles | لا توجد أعاصير في "كاليفورنيا"، يا غبي. |
| - Babam hortum ülkesinde büyüdü. | Open Subtitles | -نشأ أبي ببلد أعاصير |
| Sadece bu mevsim dört kasırga atlattığını söylüyor. | Open Subtitles | قال أنه عاش 4 أعاصير هذا الموسم وحده ولن يجعل موجةً أخره تطرده للخارج |
| Evet ama kanatlarını çırptıkları zaman, kasırga başlatabilirler. | Open Subtitles | ولكنهم يخفقون بأجنحتهم ويمكنهم صنع أعاصير |
| Çevrede ne fırtına ne de kasırga gerçekleşmiş. - Barometre göstergeleri normal. | Open Subtitles | لا أعاصير أو دوامات بالمنطقة ومكتشفات الزلازل مستقرة |
| Uzmanlar, bölgede şiddetli fırtına ve sel baskınları bekliyorlar... | Open Subtitles | الخبراء يتوقّعون زيادة مثيرة في أعاصير و فيضانات ساحلية |
| fırtına ve yer sarsıntılarına karşı Buda'nın yıkılmaması için zincirler farklı yönlerden gerilecek. | Open Subtitles | وفي مواجهة زلازل أو أعاصير فإنالسلالستسحبفيالإتجاهالمعاكس, لمنع البوذه من الإنهيار. |
| F5 tipi tornado, güneş patlaması kara delikler, nükleer serpinti. | Open Subtitles | لدينا أعاصير إف 5 , لهيب النظام الشمسي الثقوب السوداء , أخطاء التجارب النووية |
| Parayı aptal tornado sığınağına mı harcamak istiyorsun? | Open Subtitles | أتريد هدر المال على ملجأ أعاصير لعين؟ |
| Üç tayfun mu? | Open Subtitles | ثلاثة أعاصير ؟ |
| Eskiden 100 yılda bir olan fırtınalar şimdi yılda bir kez olmaya başladı. | Open Subtitles | والتي كانت أعاصير تحدث في الجيل لمرة يبدو أنها بدأت تحدث في السنة مرة |
| Sibirya alçak basınç sistemi Avustralya tayfunla boğuşuyor. | Open Subtitles | و فى سيبريا أنخفض الضغط الجوى بشكل غير مسبوق و فى أستراليا رأوا أعاصير لم تشاهد من قبل |
| Vahşi kadınların karınlarında kasırgalar vardır, bir ders selini salıverirler. | TED | النساء الجامحات تحملن أعاصير في أحشائهن، مُحَرِّرات وابلًا من العِبر. |