Sağdıç hazır değildi. Birinin içeri girmesi gerekti. | Open Subtitles | حسنا أفضل رجل كان غير مستعد شخص ما كان لا بد أن يتقدم |
en iyi Sağdıç tarihindeki en iyi Sağdıç olacağım | Open Subtitles | واسمحوا لي أن أقول لك شيئا، أنا ذاهب ليكون أفضل أفضل رجل في التاريخ من جميع الرجال أفضل. |
en iyi adamını dördüncü kattaki toplantı salonuna bekliyorum, hemen. | Open Subtitles | أريد أفضل رجل لديك في الطابق الـ4 في غرفة المناقشات |
Ben de dedim ki, "en iyi adam mı? sen bu dolaptaki en iyi adam bile değilsin." | Open Subtitles | لذا أقول أنت أشبين العريس وأنت لست أفضل رجل في الخَزانة |
Labarge onu öldürmeden önce Yüzbaşı Trudeau alaydaki en iyi adamdı. | Open Subtitles | كان الكابتن ترودو أفضل رجل في الفوج قبل ان يقتله لابارج |
Beni sorumluluk sahibi biri olduğum için Sağdıç yaptın | Open Subtitles | أنت جعلتني أفضل رجل الخاص بك لأنني المسؤول. |
Tabi o şekilde sorulmamasına rağmen Yine de Sağdıç bendim | Open Subtitles | حتى ولو لم يكن حقاً سألت مثل هذا، النقطة كان أفضل رجل. |
Şansıma bak. 35 yıldır metroda kimseyle konuşmuyordum ilk konuştuğum lezbiyen düğünündeki Sağdıç çıktı. | Open Subtitles | حظي، لا أخاطب أحداً في النفق لمدة 35 سنة... والآن أخاطب أفضل رجل... في زفاف سحاقي |
Elinizdeki en iyi adamsı. Neden gitmesine izin verdiniz? | Open Subtitles | إنه أفضل رجل عمل لديك لماذا دعوته ينصرف ؟ |
Merak etmeyin, bu bölgedeki en iyi ormancıdır. | Open Subtitles | لا تقلقي يا آنسة إنه أفضل رجل أدغال في المنطقة |
Lara John tanıdığım en iyi polisti ve bazı yönlerden de tanıdığım en iyi adam. | Open Subtitles | لارا جون كان أفضل شرطي عرفته و بشكل من الأشكال أفضل رجل أيضا |
en iyi adam, hayatındaki en iyi adam anlamına gelir. Yani benim gibi. | Open Subtitles | أفضل رجل تعني أفضل رجل في حياتك ,الذي هو أنا |
Ondan hoşlanmadığını biliyorum, Hammond, ama onun için en iyi adam sensin. | Open Subtitles | وأنا أعلم أنك لا تحب ذلك , هاموند, ولكن كنت أفضل رجل لذلك. |
Kam Tong Kelly, tanıdığım en iyi adamdı. | Open Subtitles | كان كام تونغ كيلي أفضل رجل عرفته |
Baban şimdiye kadar beraber çalıştığım en iyi adamdı. | Open Subtitles | أبوك كان أفضل رجل عملت معه |
Sadece iyi bir polis olduğundan değil iyi biri olduğu için de. | Open Subtitles | ليس فقط لأنه كان أفضل شرطي بل لأنه كان أفضل رجل أيضاً |
Ben ve sağdıcın Pete, seks yapıyorduk. | Open Subtitles | لي ولكم أفضل رجل بيت تم ممارسة الجنس. |
en iyi olan adam veya kadın kazansın. | Open Subtitles | حظا سعيدا، وأه قد يكون أفضل رجل أو امرأة تفوز. |
Kalanlardan en iyi adamı seç ve muhabiri takip ettir. | Open Subtitles | اختار أفضل رجل من بين الذين يبقون ليتبعوا المراسلة |
Tanıştığım en iyi erkek. | Open Subtitles | إنه أفضل رجل قابلته على الاطلاق |
Ben de sağdıcıyım, ve çok iyi dostuz. | Open Subtitles | طويل القامة وجميل ، هو من جهة العزاب . أنا أفضل رجل ، ونحن أصدقاء جيدين جدا. |