Bu ışık beneğinin daha karmaşık bir türü, yassı solucan olan planaryada bulunur. | TED | مثال أكثر تعقيدًا من بقعة الضوء هذه ويمكن العثور عليها في دودة مسطحة، |
İkili kod, çok daha karmaşık tipte veriler için de kullanılır. | TED | نظام الترميز الثنائي يستخدم أيضًا لأنواع أكثر تعقيدًا من البيانات. |
Ancak bu sohbet, daha zor sorular sorulması gerektiğinde biraz daha karmaşık bir hâl alıyor. | TED | ومع ذلك، فإن المحادثة تصبح أكثر تعقيدًا قليلًا عندما يصبح من الضروري طرح أسئلة أكثر صعوبة |
Sanırım bunun sandığınızdan biraz daha karışık olduğunu göreceksiniz özel ajan. | Open Subtitles | أعتقد أنك ستجد الأمور أكثر تعقيدًا من هذا أيها العميل الخاص |
Kütüphanenin yükselişi ve düşüşünün arkasındaki gerçekler daha karmaşık. | TED | حقيقة نشوء المكتبة وسقوطها أكثر تعقيدًا بكثير. |
Eş merkezli çark kullanarak birden fazla model oluşturmak, daha karmaşık ritimler yaratmamızı sağlar. | TED | إن وضع طبقات متعددة الأنماط باستخدام عجلات متحدة المركز، يجعلنا نبتكر إيقاعات أكثر تعقيدًا. |
Makine öğrenme, artık çok daha karmaşık görevleri yapabiliyor. | TED | الآلة الآن قادرة علي القيام بمهام أكثر تعقيدًا بكثير |
Bu bazı insalara daha karmaşık gelecek biliyorum. | TED | أعلمُ بأن الأمر سيكون أكثر تعقيدًا لبعض الناس أكثر من غيرهم. |
Bu tip işleri çok daha karmaşık durumlarda yapabilmenin mümkün olup olmadığını düşünmeye başladım. | TED | لذا تساءلتُ إذا كان بإمكاني أن أقوم بمثل تلك الأمور في ظروف أكثر تعقيدًا. |
Bağımsız borç yapılandırması tabii ki bundan daha karmaşık ama temel olarak böyle. | TED | بالطبع إعادة هيكلة الدين العام تكون أكثر تعقيدًا من ذلك، لكنك حصلت على الفكرة الأساسية. |
Milyarlarca yıl önce genç Dünya gezegeni üzerinde büyüyebilen ve üreyebilen daha karmaşık birliklerde toplanan basit organik bileşimler vardı. | TED | قبل مليارات السنين على كوكبنا حديث السن تجمعت مركبات بسيطة لتشكل تجمعات أكثر تعقيدًا حيث يمكنها النمو والتكاثر، |
Bizi depresyona sokan şeyler vakaların çoğunda bu Kamboçyalı çiftçinin başına gelenlerden çok daha karmaşık. | TED | فالأمور التي تصيبنا بالاكتئاب تكون في أغلب الأحوال أكثر تعقيدًا مما حدث مع هذا المزارع الكمبودي. |
Ve mikrobiyom dediğimiz bu ekosistem çok daha karmaşık. | TED | وهذا هو النظام البيئي، الذي نسميه الميكروبيوم، وهو أكثر تعقيدًا. |
Gerçekten bilmek istediğimiz şey tabii ki bu etkinin daha karışık ve anlamlı seçimlere uygulanabilir olup olmadığı. | TED | لكن ما يريد جميعكم معرفته بالطبع هو هل يمتد هذا إلى اختيارات أكثر تعقيدًا وذات معنى أعمق؟ |
Ancak ne yazık ki gerçek hayatta işler biraz daha karışık. | TED | لكن في الواقع، فإنّ الأمور أكثر تعقيدًا. |
Dünyadaki tüm kargaşayı düşününce diğer konularda işlerin daha karışık olduğunu göreceksiniz. | Open Subtitles | الأمور أكثر تعقيدًا مع القضايا الأخرى. بالنظر إلى الإلتباسات في العالم. ماذا عنك؟ |
Oldukça basit bir soru, fakat bu sıralarda elbette basit sorular çok daha çetrefilli cevaplar buluyor. | TED | إنه سؤال بسيط للغاية ولكن في هذه الأيام، بالطبع، الأسئلة البسيطة تجلب إجابات أكثر تعقيدًا من أي وقت مضى |
Fakat yıllar geçtikten sonra öğrendik ki, bu kaplama düşünülenden daha karmaşık ve hücrelerimizi kaplayan şeker aslında çok karmaşık. | TED | لكننا نعلم الآن، بعد عقود عديدة، أن الأمر أكثر تعقيدًا بكثير من هذا، وأن السكّريّات على خلايانا هي في الواقع معقّدة جدًّا. |
Ama düşündüğümden daha uzun sürdü ve çok daha karmaşıktı. | Open Subtitles | لكنها استغرقت مدّة أطول مما توقّعت، وقد كانت أكثر تعقيدًا مما ظننت. |
Onu sağ bırakmak işleri daha da karmaşık hale getirir. | Open Subtitles | حسنًا،نبقيه على قيد الحياة ستجعل الأمور أكثر تعقيدًا فقط |
Onları ayırmak sırf bu yüzden bile çok karmaşık bir işlem. | Open Subtitles | فصلهما أكثر تعقيدًا بسبب حقيقة... |