"أنا لا أُريدُ" - Traduction Arabe en Turc

• umrumda değil
• etmek istemiyorum
• umurumda değil
• istemem
• olmasını istemiyorum
• gitmek istemiyorum
• yapmak istemiyorum
• istemiyorumdur

Londra'da saatin kaç olduğu umrumda değil.
أنا لا أُريدُ ما وقتَ هو في لندن.

Babamın ne dediği umrumda değil.
أنا لا أُريدُ الذي أَبَّي يَقُولُ.

Nerede biliyorsun. Her şeyi berbat etmek istemiyorum, seninkini ödünç alabilir miyim?
أنا لا أُريدُ الظُهُوركاني اتفشخت مبكّراَ جداً في اللعبةِ، لذا هَلْ يُمْكِنُ أَنْ إستعيرْ بتوعك

Hayır, pes etmek istemiyorum, o pisliklerin yerini yerle bir edip başlarına geçirmek istiyorum.
لا، أنا لا أُريدُ إن اسْتِسْلم أُريدُ أَنْ أَطْحنَ أولئك ِالمتعجرفينِ على الأرض

Adi avukatının ne söylediği umurumda değil, bir şey saklamıyorum!
أنا لا أُريدُ ما محاميكَ تَقُلنَ، لا أَصْمدُ عليك

Adayımı buraya sürüklemek ve bu şirketi de itham altında bırakmak istemem.
أنظر ، أنا لا أُريدُ لسَحْب مرشّحي هنا وهذه الشركة موضع إتهام

Anneme kötü birşey olmasını istemiyorum.
أنا لا أُريدُ أيّ شئَ سيئَ يحدث إلى أمِّي.

Bak, eğer benden nefret edeceksen, gitmek istemiyorum.
النظرة، أنا لا أُريدُ الذِهاب إذا أنت سَتَكْرهُني.

Bu kırmızı burunlu manyakla bir şey yapmak istemiyorum.
حَسناً أنا لا أُريدُ أيّة علاقة بتلك النزوةِ الحمراءِ المُشْتَمّةِ.

Avukatının ne dediği umrumda değil.
أنا لا أُريدُ الذي مُحاميه يَقُولُ.

Ne olduğu umrumda değil kazla yattığım sürece.
أنا لا أُريدُ ما هو يَعمَلُ طالما أَنا bangin ' الأوزّة.

- Seninle kavga etmek istemiyorum, Meadow.
أنا لا أُريدُ المُحَارَبَة مَعك، مَرْج.

Kavga etmek istemiyorum.
أنا لا أُريدُ المُحَارَبَة , بوتش

O kaplıcalardaki örtülerin ne kadar pahalı olduğu umurumda değil,... lanet olası bir hastane gibi kokuyor.
أنا لا أُريدُ كَيفَ غالية الشراشفَ في ذلك حمام التحسّنِ المعدني، هو ما زالَ يَشتمُّ مثل مستشفى ملعونة.

Onu tanıdığınızda Carl hakkında düşündükleriniz umurumda değil.
أنا لا أُريدُ ما إعتقدتَ حول كارل عندما عَرفتَه

Eğer başaramazsam bedenime ne olduğu umurumda değil.
إذا أنا لا أَجْعلُه، أنا لا أُريدُ ما يَحْدثُ إلى جسمِي

Müşterilerim, onları terk ettiğimi sansın istemem.
أنا لا أُريدُ ان يعتقد زبائني بانني هَجرتُهم.

Radyo turuna geç kalmak istemem.
أنا لا أُريدُ لِكي أكُونَ متأخّرَ لتلك جولةِ المحطةِ.

Onların peşimde olmasını istemiyorum.
أنا لا أُريدُ أولئك الرجالِ يُفتّشُ عنني.

Çocuğumun ucuz, bayağı fahişelerin yakınında olmasını istemiyorum.
أنا لا أُريدُ طفلَي حول العاهرات المشتركات الرخيصات.

Frank, açıkçası ben de pek hastaneye gitmek istemiyorum.
أوه، فرانك، سَ يَكُونُ صادقُ مَعك. أنا لا أُريدُ حقاً أَنْ أَذْهبَ إلى المستشفى، أمّا، تَعْرفُ،

Shel bu düğünü sensiz yapmak istemiyorum.
شيل، أنا لا أُريدُ أَنْ أعْمَلُ هذا الزفاف بدونك.

Ama belki, üç adım geride durmak istemiyorumdur.
لكن لَرُبَّمَا أنا لا أُريدُ لإيقاْف الأقدامِ ثلاثة ظهرَ.