| Bak böyle hissettiğin için çok üzgünüm.Ben... | Open Subtitles | حسناً , أنا آسفة أنك تشعر بهذه الطريقة , لكن أنا .. |
| - İyi, böyle hissettiğin için çok memnunum çünkü onların kalan akrabalarını bildilendirmek, senin sorumluluğunda artık. | Open Subtitles | جيد أنك تشعر هكذا لأنها مسؤولية إبلاغ كل الأقارب الناجين |
| Değeri bilinmeyen, hiç parlamayacak bir mücevher gibi hissettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك تشعر أنه لم تتوفر لقدراتك الظروف المانسبة لن تتوفر لك الظروف أبدا |
| Birden bire soyulmuş gibi hissettiğini de biliyorum ayrıca. | Open Subtitles | و أعرف أيضاً أنك تشعر كأنه تمت سرقتك فجأة. |
| Kendini kanamayı durdurmak için cebelleşiyor gibi hissediyorsundur. | Open Subtitles | لابد أنك تشعر بأنك تحاول خلط الأشياء لإيقاف النزيف هناك. |
| Bence kızları etkilemek için bunlara ihtiyaç duymayı hissetmen çok üzücü. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا محزن حقاً، أنك تشعر في الحاجة لكل تلك الأشياء لكي تؤثر على الفتايات |
| Biliyor musun, aslında savunmada böyle ezildiğin için kendini kötü hissetmelisin. | Open Subtitles | لابد و أنك تشعر بالسوء كمدافع خُدع بهذه الطريقة |
| Böyle hissettiğin hakkında hiçbir fikrim yoktu. | Open Subtitles | يجب أن تفهم لم تكن لدى فكرة أنك تشعر هكذا ,لن أستطيع أن أتخطى هذا بدونك |
| Böyle hissettiğin için çok memnunum çünkü artık yasal olduğunu düşününce Kurt'e evlenme teklif etmek için resmen iznini istiyorum. | Open Subtitles | أنا سعيد جداً أنك تشعر بتلك الطريقة، لأنه إفتراضاً أننا نستطيع قانونياً، أردت أن أطلب منك رسمياً إذنك |
| Daha iyi hissettiğin için, çok memnun oldum sevgilim. | Open Subtitles | أنا سعيدة أنك تشعر بتحسن ،عزيزي |
| Öyle hissettiğin için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا أسفه أنك تشعر بهذه الطريقه |
| Böyle hissettiğin için üzgünüm, Tom, ama... | Open Subtitles | أنا آسف أنك تشعر هكذا,توم ولكن ال |
| Evet, kendini kötü hissettiğin için üzgünüm. | Open Subtitles | نعم , أنا آسف أنك تشعر بالسوء |
| Kendini reddedilmiş gibi hissettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أتفهم أنك تشعر بالرفض |
| Sam'i hatalı bir şekilde suçladığın için, aptal gibi hissettiğini biliyorum, ama özür dilersen hepsi bitecek. | Open Subtitles | أعلم أنك تشعر بحماقة (لأنك اتهمت (سام لكنه سينسى ذلك إن اعتذرت إليه |
| İhanete uğramış gibi hissettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك تشعر بالخيانة |
| Umarım göründüğünden daha iyi hissediyorsundur. | Open Subtitles | مسرور برؤيتك آمل أنك تشعر أفضل مما تبدوا |
| Yoldaşlarının birçoğu hayatını kaybetti. Kendini şanslı hissediyorsundur. | Open Subtitles | الكثير من رفاقك خسروا أرواحا لابدّ أنك تشعر بالبركة حولك |
| Kendini iyi hissediyorsundur. | Open Subtitles | . أنا متأكدة أنك تشعر بالسعادة الآن |
| Bence kızları etkilemek için bunlara ihtiyaç duymayı hissetmen çok üzücü. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا محزن حقاً، أنك تشعر في الحاجة لكل تلك الأشياء لكي تؤثر على الفتايات |
| Onu kurtaramadığın için kendini kötü hissediyor olmalısın. | Open Subtitles | لابد أنك تشعر بسوء لعدم إنقاذها. |
| Öyle hissettiğin hakkında en ufak bir fikrim yoktu, Jojo-be. | Open Subtitles | لم أعرف أنك تشعر بذلك تجاهى |