| Bu da sende tetiği çekecek o götün olmadığını gösterir. | Open Subtitles | مما يعني أنك ليس لديك قوة قلب للضغط على الزناد |
| Ve kendinin evlenilecek tipte biri olmadığını anladın. | Open Subtitles | أنت قررت أنك ليس من النوع الذي يؤمن بالزواج |
| 16 olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | ما اعرفه أنك ليس في السادسة عشرة من عمرك. |
| Konu bana ait olan bir milyon dolar ve eroin olduğunda beridir bunlarla bir ilgin olmadığını farz ediyorum. | Open Subtitles | نظرا لأن هذا حوالى مليون دولار من أموالى يمكننى أن أؤكد أنك ليس لديك أى رغبه فى المخدرات |
| Akıl okuma kapasiten olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | الآن, أنا أعلم أنك ليس لديك القدرة علي قراءة العقول |
| Onlar sadece takım elbise giyiyorlar. Muhasebeci olmadığını nerden biliyorsun? | Open Subtitles | إنهم يرتدون البذلات وحسب كيف عرفت أنك ليس محاسباً؟ |
| Gidecek bir yerinin olmadığını bilmek yeterince aşağılayıcı bir his. | Open Subtitles | إنه شعور مُذل للغاية عندما تُدرك أنك ليس لديك مكان لتذهب إليه |
| Sana bunun için kanıtın olmadığını söylemiştim. | Open Subtitles | قلت لك أنك ليس لديك أي برهان على ذلك |
| Dostum olmadığını düşünmeye başlıyorum, dostum. | Open Subtitles | - أنا بدأت أعتقد أنك ليس صديقي, يا صديقى. |
| Bunu kendin yapacak kadar yürekli olmadığını biliyordum. | Open Subtitles | أعلم أنك ليس لديك الشجاعة لتفعلها بنفسك |
| Buralı olmadığını biliyorum. Buradaki herkesi tanırım. | Open Subtitles | أعلم أنك ليس من هنا أعرف كل الذين هنا |
| Bizim tarafımızda olmadığını biliyoruz Theo. | Open Subtitles | نحن نعرف أنك ليس في صالحنا، ثيو. |
| Onu karşına alıp, Noel Baba olmadığını açıklamalısın. | Open Subtitles | نحتاج للجلوس مع (تشارلى) وأن نشرح له أنك ليس بابا نويل |
| Onların tarafında olmadığını nasıl bileceğiz? | Open Subtitles | كيف نعرف أنك ليس في صالحهم؟ |
| Artık kelno'reem'e ihtiyacın olmadığını biliyorum, ama, ..sadece bana izin ver. | Open Subtitles | أعلم أنك ليس بحاجة للـ"كيلنورييم" بعد الآن، ولكن أخبرني... |
| Bir de Caleb, sende hiç para eder özellik olmadığını söyler. | Open Subtitles | . و (كاليب) يستمر بقول أنك ليس لديك الصفات المعوضه |
| Senin yüzün olmadığını söylerler. | Open Subtitles | يقولون أنك ليس لديك وجهاً |
| Josh elinizde fazla bir şeyin olmadığını söyledi. | Open Subtitles | جوش) هنا أخبرني أنك ليس) لديك الكثير من الأدلة تساعدك |
| Hiç sorunun olmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | -لقد قلت أنك ليس لديك ريعان |