"أنه على" - Traduction Arabe en Turc

    • gerektiğini
        
    • zorunda olduğumu
        
    • olduğundan
        
    Hapisteyken, çevresel konular hakkında yazmaya devam etti, aktivistlerin kendi hatalarını yansıtması gerektiğini ve birbirlerini dinlemeleri gerektiğini söyledi. TED أثناء فترة سجنه، واصل الكتابة حول القضايا البيئية، مصرحا أنه على الناشطين النظر في أخطائهم والاستماع إلى بعضهم البعض.
    Barınak en az 2 ay kadınların gizli kalması gerektiğini söylüyor. Open Subtitles الملجأ يقول أنه على النسوة أن يبقين مختبئات لشهرين على الأقل
    Ben işle zevkin doğal olarak karışması gerektiğini düşünürüm, ya sen? Open Subtitles أعتقد أنه على العمل والترفيه الإجتماع معاً، أليس كذلك؟
    Sana namuslu bir iş teklif etmek zorunda olduğumu hissediyorum. Open Subtitles أشعر أنه على ّ أن أقدم لك عرضا قانونياً للعمل
    Psişik arkadaşım, buraya dönmek zorunda olduğumu söyledi. Ona inanmadım. Open Subtitles صديقتى قالت لى أنه على ّ أن أحضر إلى هنا
    Bilinç kaybı sırasında en azından iki kişinin kendinde olduğundan eminiz. Open Subtitles لقد قررنا أنه على الأقل هناك شخصين كانا مستيقظين خلال الإغماء
    Gerçek insan teması için, size gelmem gerektiğini söyledi. Open Subtitles للمسة الإنسانية الحقيقية, قالت أنه على أن آتى إليكم
    Yeni Bir Pragrafın Başlaması gerektiğini Belirten İşaret Open Subtitles هذه العلامة التي يضعها المصحح تعني أنه على الكاتب أن يبدأ بمقطع جديد..
    O zamanlar aktif görevde olan bir adamın evliliği aklından bile geçirmemesi gerektiğini düşünürdüm. Open Subtitles لكني لا أعتقد أنه على أي الرجل في الخدمة التفكير في الزواج؟
    Önce bunu aramızda konuşmamız gerektiğini düşünmüyor musun? Open Subtitles ألا تعتقد أنه على الاقل يجب ان نتكلم في الأمر أولا؟
    Birinin birkaç kelime söylemesi gerektiğini düşünmüyor musunuz? Open Subtitles الا تعتقدون أنه على أحد قول بعض الكلمات ؟
    Nikâh için Vegas'a gitmem gerektiğini düşünmeye başlıyorum. Open Subtitles أنا بدأت أعتقد أنه على الذهاب . إلى ذلك الزواج
    Ve bu odadaki herkesin de vermesi gerektiğini düşünüyorum. Open Subtitles وأظن أنه على كل شخص في هذه الغرفة عليه ذلك أيضاً.
    Kimse çene çalmak zorunda olduğumu söylememişti. Open Subtitles لم يخبرنى أحد أنه على الدردشة قليلاً
    - Bunu almak zorunda olduğumu biliyorsun. Open Subtitles -تعرف أنه على أخذ هذا
    Evet. Uçakla gitmek riskli olduğundan Cameron tren yolunu kullanmış. Open Subtitles أجل يقول أنه على قطار لأنه من الخطورة السفر جواَ
    Umudumu sürdürüyordum ya da ben... Jim'in hala hayatta olduğundan emindim. Open Subtitles أني كنت مازلت على أمل أنه على قيد الحياة
    Asla haklı ya da haksız olduğundan emin değil. Open Subtitles ولم يكن أبداً واثق من أنه على حق وأحياناً لا يكون على حق

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus