| En korkunç gerçek ise şudur: Artan ekonomik büyümeyi otomatik olarak yaygın bir şekilde paylaşılan bir refaha dönüştürebilecek bir ekonomik norm yok. | TED | الحقيقة المرعبة هي أنه لاتوجد قاعدة اقتصادية والتي تترجم تلقائياً زيادة النمو الاقتصادي على نطاق واسع من الإزدهار. |
| Söyle onlara, ölen yok, seks skandalı falan da yok, bu onları dağıtır hemen. | Open Subtitles | أخبرْهم أنه لاتوجد ضحايا. ولا فضيحةَ جنسِية |
| Sana anlatmak istediğim burada bir Volvu yok. | Open Subtitles | ماأحاول أخبارك هو أنه لاتوجد سيارات فولفو هنا |
| Yılın en önemli gününde bana orta parmağını çıkartmaktan başka yol olmadığını fark ettin demek. | Open Subtitles | تدرك أنه لاتوجد طريقة أن أفهم ذلك إلا كأصبع وسطى مرفوع للأعلى إلى أهم يوم في السنة |
| Detay veremiyor ama fazla bir şey olmadığını söyledi. | Open Subtitles | لا تستطيع أن تنشر التفاصيل لكنها قالت أنه لاتوجد الكثير من التفاصيل |
| Hastalıklarla savaşan nanobotlarımız yok, uzaya çıkan asansörlerimiz de yok ve en çok ilgimi çeken şey, yeni bilgisayar türlerimiz yok. | TED | ليست لدينا أية روبوتات نانو مكافحة للأمراض، لا توجد مصاعد إلى الفضاء، وذلك الأمر الذي يثير اهتمامي أكثر من غيره أنه لاتوجد أنواع جديدة من الحوسبة. |
| Sana dedim, burada Volvo yok. | Open Subtitles | -انتظر دقيقة،انتظر ماأحاول أخبارك هو أنه لاتوجد سيارات فولفو هنا |
| Burda bana yer yok gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنه لاتوجد مساحة كافية لنا الإثنين |
| Aslında tek diye bir şey yok, | Open Subtitles | من الواضح، أنه لاتوجد حالة واحدة |
| Şimdi, polise git diyecek en son kişi benim fakat başka seçeneğin yok, dostum. | Open Subtitles | ألانـ، أنا آخر شخص يخبر أحد بالذهاب للشرطة ولكن أعتقد أنه لاتوجد لديك خيارات يارجل،يجبأنتذهب اليهم،(داني ) -لا |
| Tanrım, Dr. Hartman, başka bir yolu yok mu? | Open Subtitles | يا إلهي,الطبيب (هارتمان) أليس هناك طريقة أخرى أخشى أنه لاتوجد سيدة (غريفين) |
| Maalesef yok. | Open Subtitles | أخشى أنه لاتوجد طريقة |
| - Ortada plan falan yok yani! | Open Subtitles | -هذا يعنى أنه لاتوجد خطة |
| Kural yok oyunu oyna, insanları kandır, neyse Ama bu yanlıştı. Irene öyle yaralanmışken olmaz. | Open Subtitles | "فكل الأمر أنه "لاتوجد قوانين |
| Sonra birden ortada üzüntü olmadığını ve hepimizin sonsuz evrende birer toz parçası olduğumuzu hatırlıyorum. | Open Subtitles | ثم أتذكر أنه لاتوجد تعاسة ونحن مجرد بقع غبار في كون لا متناهي |
| Destek grubunun olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنه لاتوجد أي مجموعة دعم. |
| Ne var? Sende olmadığını söyledim. | Open Subtitles | قلت أنه لاتوجد لديك |