"أنّ هناك" - Traduction Arabe en Turc

    • vardır
        
    • varmış
        
    • varsa
        
    • olduğu
        
    • olduğuna
        
    • var olduğunu
        
    • o ki
        
    • bakılırsa
        
    • etmenin bir
        
    • olabileceğini
        
    • olduğundan
        
    Seni sinir etmeme neden olan bir şey vardır kesinlikle. Open Subtitles بحقك ، لابد أنّ هناك شئ ما فعلته جعلتك تغضب
    Evet, bir de o bağlantıyı bulamazsan şayet yine de varmış gibi yapardın. Open Subtitles أجل، وإذا لم يكن هناك إرتباط، بإمكانك أن تدّعي دائماً أنّ هناك إرتباط.
    Eğer orada bir sayborg varsa, son bir savunma hattına gereksinimimiz olacak. Open Subtitles ،لو أنّ هناك رجل آلي في هذا المبني فسنحتاج لخط دفاع آخير
    Bir sorun olduğu belli. Bunu şu anda konuşmamız gerektiğini söylemiyorum. Open Subtitles واضح أنّ هناك خطب ما ولستُ أقول أنّ علينا مناقشته الآن
    Şimdi ise karanlık gökyüzünde belki de milyarlarcası olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles لكنّنا نعتقد حالياً أنّ هناك مليارات الثقوب السوداء بسماء الليل
    Çünkü evet, beni dibe çekti, ama sadece zirvelerin de bulunduğunu göstermek için. Evet, beni karanlıkta sürükledi, ama sadece bana ışığın da var olduğunu hatırlatmak için. TED لأنّها وضعتني في الأسفل، لكن فقط لتكشف لي أنّ هناك قمما، و جرّتني إلى الظلام لكن فقط لتذكّرني أنّ هناك ضوءا.
    Görünen o ki, bir su kaçağı var ve şef, benden ameliyat öncesi tüm hastaları kliniğe taşımamı istedi. Open Subtitles يبدو أنّ هناك تسرّباً ما والزعيم يريدني أن أنقل كلّ مرضى التحضير الجراحيّ إلى العيادة من يملك الوقت لمساعدتي؟
    Adada yabandomuzu olduğunu biliyoruz. Görünüşe bakılırsa çatalkuyruklar. Open Subtitles ‫نعرف أنّ هناك حيوانات برية على جزيرة ‫الحيوانات البرية الٔأميركية من مظهرها
    Artık burada sihir var. Onları takip etmenin bir yolu olmalı. Open Subtitles يوجد سحرٌ هنا الآن لا بدّ أنّ هناك طريقةً للّحاق بهما
    Demek kapıcıyı camından dikizledin ve onun cinsel organında melanom olabileceğini düşünüyorsun? Open Subtitles اذاً شاهدت عضو الحارس وتعتقد أنّ هناك ورماً سواديّاً عليه ؟
    Eğer bu kağıtta bir harita olduğunu söylediyse gerçekten vardır. Open Subtitles طالما قال أنّ هناك خريطة على تلك الرقعة فهناك خريطة
    Eminim hız elbiseleri ve hızlı elektrik süpürgesi de vardır. Open Subtitles حسناً ، أراهن أنّ هناك فساتين المخدرات ومخدّرات المكانس الكهربائية أيضاً
    Dinleyin, bir şeyler yapmanın en basit hâlinde bile farklı yollar vardır. Open Subtitles أعرف أنّ هناك طرقاً متعدّدةً للقيام بالعمل، حتّى في الأساسيّات
    Aynı şeyler. 8-9 mil geride, gölde bir otobüs varmış. Open Subtitles إنها نفس الرواية على بعد حوالي ثمانية، تسعة أميال للوراء يقولون أنّ هناك حافلة في بركة
    Çamaşırhanede bıçaklı bir kız varmış. Open Subtitles يقول أنّ هناك فتاة في غرفة الغسيل، ومعها سكين
    Başka şeyler de varmış ama babam özellikle bunu almamı istemiş. Open Subtitles . أنّ هناك المزيد من الأغراض أيضاً لكن أراد والدي أن أحصل على هذا خصّيصاً
    Baba, okulda bir Berserker varsa ateş gücüne ihtiyacın olacak. Hem de çok. Open Subtitles أبي، لو أنّ هناك أحد المساعير بالمدرسة فستحتاج إلى العديد من الأسلحة النارية.
    - Eğer gerçekten bir manyak varsa? Open Subtitles ـ هل يمكن أن تتصوروا ـ ماذا لو أنّ هناك مجنون في الحرم الجامعي؟
    Bir sorun olduğu belli. Bunu şu anda konuşmamız gerektiğini söylemiyorum. Open Subtitles واضح أنّ هناك خطب ما ولستُ أقول أنّ علينا مناقشته الآن
    Avrupa'da evli olmanın altı farklı yolu olduğu ortaya çıktı. TED اتّضح أنّ هناك 6 طرق مختلفة للزّواج في أوروبا.
    Çok paranız olduğuna ikna etmeniz gerek, sorun olur mu? Open Subtitles هل أنتم بخير بجعله يعتقد أنّ هناك المزيد في الوعاء؟
    Bir şey daha diyeyim eğer dünyada çok fazla insan olduğuna karar verseydi salgın bir hastalık ortaya çıkarırdı. Open Subtitles سأخبرك شيئًا آخر إذا قررّت بشكل مفاجئ أو عقلاني أنّ هناك أناسٌ كُثر في العالم كانت لتنشر مرض الطاعون
    Eğer bu konuda düşünüyorsak, O yolların var olduğunu çok net olarak düşünüyorum sadece negatifleri ortadan kaldırarak değil , birtakım şeyleri değiştirebiliriz, ama pozitifleri de ekleyerek TED إذا فكّرنا في هذا الأمر، أعتقد أنّ هناك طرقاً نستطيع من خلالها إحداث التغييرات على الأمور، ليس فقط بالقضاء على السلبيّات بل يمكننا إضافة الإيجابيّات كذلك
    Görünen o ki o binadaki başka bir laboratuardan bir şey çalınmış. Open Subtitles اتّضح أنّ هناك شيء آخر سُرق من مُختبر آخر في ذلك المبنى.
    Görünüşe bakılırsa yere bir şey düşmüş, değil mi? Open Subtitles يبدو أنّ هناك ثمّة شيء يتساقط منه ، أليس كذلك ؟
    Hala kanıyor! Onu tedavi etmenin bir yolu olmalı! Open Subtitles إنّه ينزف، لا بدّ أنّ هناك طريقة لمعالجته
    Rahatladım çünkü bu işin bir gün dönüp dolaşıp başımıza musallat olabileceğini biliyordum. Open Subtitles إرتحت لأنّني علمت دائما أنّ هناك فرصة ليعود هذا لمطاردتنا مجددا.
    Evet, Bay Harding. Tabii ki iki ajanımın görevde olduğundan haberdarım. Open Subtitles بالتأكيد أعرف أنّ هناك اثنين من النشطاء مرتبطان

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus