| Masada müvekkilinizin masum olduğunu düşünen melez bir kadın var. | Open Subtitles | أنا مجرد امرأة خليطة الأعراق على الطاولة التي تظن أن موكلك بريئًا. |
| İşte yine buradayız. müvekkilinizin bunu komik bulduğuna sevindim. | Open Subtitles | حسناً, ها نحن هنا أنا مسرورة أن موكلك يجد هذا الأمر مضحكاً |
| PlatacoStillman'un CEO'su müvekkilinizin Latin Star'ın ücretini hilekarlık yaparak ödemediğini söyleyecek. | Open Subtitles | سيقسم على أن موكلك, المدير التنفيذي لشركة بلاتاكو ستيلمان قد غش فيما يتعلق برسوم لاتين ستار |
| Fakat müvekkilinin bilinen bir suçlu ile İletişime geçmesi hala geçerli. | Open Subtitles | الحقيقة هي أن موكلك كان يتواصل مع مجرم معروف إخلال بشروط إطلاق سراحي ؟ |
| Yani müvekkilinin doğruyu söylediğini düşünüyor musunuz? | Open Subtitles | حسناً, هل تعتقدين أن موكلك يقول الحقيقة؟ |
| müvekkilinizin ikinci bir şansı kardeşinden daha çok hak ettiğine beni ikna edin. | Open Subtitles | أقنعني أن موكلك يستحق هذه الفرصة أكثر من أخيه |
| müvekkilinizin durumunun hassas, dolayısıyla da acil olduğunu söylediniz. | Open Subtitles | قلتِ أن موكلك حالته حساسة ويعني أن أستعجل في الأمر |
| Bay Rodman... müvekkilinizin ne ekeceğini seçerken gösterdiği özeni... avukatını seçerken göstermemesi... çok utanç verici. | Open Subtitles | -الذي ولائهم إلى الحقيقة مشكوك فيه في أحسن الأحوال -سيد رودمان إنه لشيء مؤسف أن موكلك لم يستعمل نفس قدر الإحساس |
| Bu teybi size müvekkilinizin vermediğini mi söylüyorsunuz? | Open Subtitles | هل تقصدين أن موكلك لم يعطك هذا الشريط؟ |
| Bu, saklayacak bir şeyi olan her avukatın söylemiş olduğu şeydir. Ayrıca bu, müvekkilinizin 200 insanı öldürdüğü gerçeğini değiştirmez. O zaman size de en son dava vekiline söylediğimiz şeyi söyleyeceğiz. | Open Subtitles | هذا ما يقوله أي محامٍ لديه ما يخفيه و لن يغير ذلك واقع أن موكلك قتل مئتي شخص إذن سنقول لكما ما قلناه للمحامي الذي سبقكما |
| Bay Rodman... müvekkilinizin ne ekeceğini seçerken gösterdiği özeni... avukatını seçerken göstermemesi... çok utanç verici. | Open Subtitles | الذي ولائهم إلى الحقيقة - مشكوك فيه في أحسن الأحوال سيد رودمان - إنه لشيء مؤسف أن موكلك لم يستعمل نفس قدر الإحساس في إختيار ما قام بزرعه |
| müvekkilinizin L.A.'de olduğunu nereden bildiniz? | Open Subtitles | أن موكلك كان في لوس أنجلس؟ |
| Çünkü müvekkilinizin Brass ile daha önce çalıştığını biliyoruz. | Open Subtitles | لأننا نعلم أن موكلك عَمَل مع (براس) من قبل. |
| müvekkilinin kanunlar dahilinde çalıştığından emin olmam için her hakka sahibim. | Open Subtitles | لدي مطلق الحق للتأكد أن موكلك يعمل في إطار القانون |
| Bak, Alicia müvekkilinin bu çocuğu dövdüğünü düşünüyor musun? | Open Subtitles | انظري يا (اليشا) أتعتقدين أن موكلك ضرب هذا الفتى؟ |