| Kusura bakmayın ama Hannah'nın kaçmış olabileceğine inanmıyorum. | Open Subtitles | مع كامل احترامي، لا أعتقد أن هانا قد هربت. |
| Yani herkesin Hannah'nın benimle yattığını sanması yetmezmiş gibi en iyi arkadaşını da elinden aldım. | Open Subtitles | و بالتالي لم يعتقد الكل أن هانا اقامت علاقة جنسية معي فقط بل حرمتها من أعز صديقة أيضاً |
| Hannah'nın zorbalık görmediğini kanıtlamaya çalışacaksın. | Open Subtitles | إذن ستحاولين أن تثبتي أن هانا لم تتعرض للتنمر |
| Dün o notu Hannah'nın yazdığını söylemiştim. | Open Subtitles | عما قلته بالأمس، عن أن هانا كتبت تلك الرسالة |
| Hâlâ Hannah'nın yalancı olduğunu mu savunuyorsun? | Open Subtitles | أما زال هذا موقفك يا كورتني؟ أن هانا تكذب؟ |
| Yine de Hannah'nın işine kendini tamamen kaptırmış olması güzel. | Open Subtitles | إنه لأمر جيد أن (هانا) متحفزة لعملها كلياً |
| Hannah'nın bir sevgilisi olduğunu bile bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أن (هانا) لديها صديق حميم حتى. |
| Hannah'nın seni araştırdığını biliyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنّك كنتي تعلمين أن (هانا) تبحث في أمرك |
| Hannah'nın gözetim altında öldüğünü bedeninin diğerleriyle birlikte yakıldığını söylediler. | Open Subtitles | أخبروك أن(هانا) ماتت في رعايتهم و أن جسدها تم حرقه مع الآخرين |
| Hannah'nın yalan söylediğine inanmıyor. | Open Subtitles | إنه لا يعتقد أن هانا تكذب |
| Hannah'nın işime etki edebilecek olmasını düşünmen çok komik. | Open Subtitles | أمر مضحك... أن تعتقدي أن (هانا) يمكنها أن تؤثر على عملي |