Her şey yapabilir, her şey olabilir, topluluk içinde kendine bir yer edinirdi. | Open Subtitles | كان علية أن يفعل شيئاً , يصبح شيئاً يصنع مكاناً لنفسة فى المجتمع |
Bay Schindler ne isterse, onu yapabilir. Çok vasıflı işçidir. | Open Subtitles | يستطيع أن يفعل ما يطلبه السيد شندلر هو ماهر جدا |
Görünen o ki herkes onun peşinde. O yüzden bir şeyler yapmalı, evet. | Open Subtitles | حسناً، بما أنه الشخص الذى يسعى خلفه الجميع فيجب عليه أن يفعل شيئاً |
Kahretsin! O bir köpek, pisliklerin etrafta dururken ne yapmasını bekliyordun? | Open Subtitles | إنه كلب، ماذا يفترض أن يفعل بوجود كل أغراضك العديدة هذه؟ |
Senin dediklerini hiçkimse yapmaz. Ben hala hayattayım. | Open Subtitles | لا أحد يمكنه أن يفعل ما تطلبين أنا مازلت حية |
Ne onun yapmaya çalıştıklarını, ne de sizin yaptıklarınızı kimseye anlatmayacağım. | Open Subtitles | لن أخبر أحد ماذا حاول أن يفعل ولا ما فعلت أنت |
Hiç olmamış gibi davranacağım umarım o da aynını yapar. | Open Subtitles | سوف أتظاهر بأن هذا لم يحدث وأتمنى أن يفعل المثل |
Ama bir çocuğa üçgen verdiğinizde... onunla hiçbir şey yapamaz. | TED | لكن اعط طفلا مثلثا، لن يستطيع أن يفعل شيئا له. |
Kim yapacak bunu? | Open Subtitles | ماذا يستطيع أن يفعل المتسلل مع ذلك القرع؟ |
Bir adamın buralarda bir kütüphane kartı almak için ne yapması gerekiyor? | Open Subtitles | ماذا على الرجل أن يفعل حتى يحصل على بطاقة مكتبية؟ |
yapmak istediği şeyleri yapmak için bundan biraz daha etkili yöntemleri vardır. | TED | إن لديه طرق أكثر قوة عن ذلك لفعل ما يريد أن يفعل. |
- Hortum ne yapabilir görmedin! - Az önce gördüm! - Hiç görmedin! | Open Subtitles | لم تر أبدا ما يمكنه أن يفعل لقد رأيت لتوى لم تراه أبدا |
Fakat 22 hafta sonra sıradan biri bana istediği her şeyi yapabilir. | Open Subtitles | لكن بعد 22 أسبوع يمكن لأي شخص أن يفعل بي ما يريد |
Ne böyle bir şey yapabilir, tahnit pompası falan mı? | Open Subtitles | وما الذي يمكن أن يفعل ذلك؟ نوع من مضخات التحنيط؟ |
Ve bence bizim neslimiz de aynını yapmalı. | TED | وأنا أعتقد أن جيلنا يجب أن يفعل نفس الشيء. |
Hayatta bu aşamaya gelindiğinde, farklı bir şey yapmak gerekir. Kolları sıvayıp, büyük bir şey yapmalı. | Open Subtitles | ،عندما تصبح الأوضاع هكذا على شخص ما أن يفعل شيئا، شيئا هاما |
Aralarında topladıkları parayla şoförden akla hayale gelmeyecek bir şey yapmasını istemişler. | Open Subtitles | صه وبالمال الذي جمعوه معاً طلبوا منه أن يفعل شي لا يُتصور |
Ama yanlış yoldasın. Bu adamı biliyorum, o bunu yapmaz. | Open Subtitles | ولكنك تظن بالرجل الخطأ ، أنا اعرفه جيدا ، لا يمكنه أن يفعل ذلك |
Ekibim, üniversitede çok iyi bir şey yapmaya karar verdi. | TED | حسناً، فريقي قرر أن يفعل شيئاً مميزاً في الجامعة. |
Umarım biri senin için benim için yaptığın şeyi yapar. | Open Subtitles | آمل أن يفعل لك شخصٌ ما ما فعلتَه لي للتو |
Tarayıcı böyle bir şeyi yapamaz. Ona bir şey yapmış olmalı. | Open Subtitles | الماسح الرنيني لا يفترض أن يفعل ذلك لقد قامت بشيئ ما |
Onun için yapacak bir şey yok. Beyhude gayret etme. | Open Subtitles | لا يمكن أن يفعل أحد أي شيء له لا حاجة للمحاولة إذاً |
Henüz değil bebeğim. Önce babanın birşey yapması gerekiyor. | Open Subtitles | ليس بعد يا حبيبتى يجب على أبيكى أن يفعل شيئا أولا |
Ama müşterek zihinleri, bireylerin yapmak zorunda olduğu şeyleri anlamaktan yoksun. | Open Subtitles | لكن عقلياتهم تفتقر إلى ثقافة خصوصية فعل ما يجب أن يفعل. |
Bu tür şeyleri hiç yapmazdı. | Open Subtitles | لا يمكنه أن يفعل تلك الأمور أبداً. يتمنى لو أنه يستطيع أن يسحب كلامه. |
Bir prensin, burada içki içebilmesi için ne yapması gerek? | Open Subtitles | ماذا على أمير أن يفعل كي يحصل على مشروب هنا؟ |
Bazen bir lider, halk istese de istemese de ülke için iyi olanı yapmalıdır. | Open Subtitles | في بعض الأحيان على القائد أن يفعل ما هو جيد في مصلحة البلد سواء أعجب هذا الشعب أو لا |
Bunu biri yapmalıydı, neden eski bir dost olmasın? | Open Subtitles | ،، شخص ما اعتاد أن يفعل ذلك لماذا لا ؟ ؟ |
Benim için yaptıklarını hiç kimsenin yapacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد إن أي شخص يمكن أن يفعل كالذي فعلته لي |