| Aslında bakarsanız, bir anlaşmamız var ve benim anlaşmalarım da daima tamamlanmıştır. | Open Subtitles | -في الحقيقة، بيننا اتّفاق ، و اتّفاقيّاتي تُحترمُ دائماً. |
| Hayır, çünkü anlaşmamız vardı. | Open Subtitles | كلّا، بل لأنّنا اجتمعنا على اتّفاق. |
| Bu konuda anlaşmamız vardı. | Open Subtitles | كان بيننا اتّفاق. |
| O parayı almak için bir yol bulmak zorundasın yoksa Anlaşma olmaz. | Open Subtitles | حسنٌ، تحتاج لإيجاد طريق للوصول إلى ذلك المال، وإلّا فليس لدينا اتّفاق. |
| İki taraf da diğerinden birşey istediğinde Anlaşma yapılabilir. | Open Subtitles | عندما يريد شخصان شيئاً لدى الآخر، يمكن دائماً إبرام اتّفاق. |
| Hesap defterini, ancak ona bir dokunulmazlık anlaşması verirsek bize teslim edeceğini söyledi. O anlaşmanın evrakları da bu gece geldi. | Open Subtitles | لقد كان سيسلّم الدّفتر ما إن يوقّع اتّفاق الحصانة، وأوراق الاتّفاق كانتْ جاهزةً اللّيلة وحسب. |
| - Bir anlaşmamız vardı. | Open Subtitles | كان لدينا اتّفاق. |
| - Bana yalan söyledin. - Bir anlaşmamız vardı. | Open Subtitles | كذبت عليّ، كان بيننا اتّفاق. |
| - Sen! Hemen! - anlaşmamız vardı. | Open Subtitles | يا هذه كان بيننا اتّفاق |
| - anlaşmamız var sanıyordum. | Open Subtitles | -حسبت أن بيننا اتّفاقًا . -أجل، بيننا اتّفاق . |
| Tıpkı söylediğin gibi Moira. Bir anlaşmamız var. | Open Subtitles | كما قلتِ يا (مويرا)، بيننا اتّفاق. |
| Bir anlaşmamız var. | Open Subtitles | لدينا اتّفاق |
| Bir anlaşmamız vardı. | Open Subtitles | بيننا اتّفاق. |
| Bundan kurtulamayacaksın. Anlaşma yaptık. Bebeğini alacağım. | Open Subtitles | لن تنجي بفعلتك بيننا اتّفاق و سآخذ طفلتك |
| Vampir ve insan grubunun arasında bir Anlaşma mevcut. Tıpkı sizinle olduğu gibi. | Open Subtitles | بين مصّاصو الدماء والبشر اتّفاق مثل الذي بيننا وإيّاكن أجمعين |
| O zaman söyle ona, çırak. Bir Anlaşma yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أخبره إذاً أيّها التلميذ أنّي أريد عقد اتّفاق |
| Muafiyet anlaşması. | Open Subtitles | اتّفاق الحصانة |