| Bugünse kralım ve en güzel kadına sahibim. Kim bilebilirdi? | Open Subtitles | والان انا ملك وعندى اجمل ملكة بجانبى من فكر بذلك؟ |
| Akıllı, seksi. Keşfedilmemiş. Deli dolu, karmaşık, gördüğüm en güzel şey. | Open Subtitles | انها منفتحة, تلقائية و صعبة انها اجمل امرأة رايتها فى حياتى |
| Oh, hayır. Şüphesiz ki, sen hristiyanlık alemindeki en güzel yaratıksın. | Open Subtitles | نعم و بدون شك إنك اجمل مخلوق في حفل عيد المسيحين |
| Bu cüppe yerine giyecek daha güzel elbiselerimin olmasını isterdim. | Open Subtitles | اتمنى لو كنت استطيع ارتداء شيئا اجمل من هذا الرداء |
| Bakmalarının tek sebebi buradaki en güzel kadın sen olduğun için. | Open Subtitles | حسنا، السبب الوحيد الذى يجعلهم يحدقون هو كونك اجمل امرأة هنا |
| ! Seninle beraber günbatımını izlediğim o zaman hayatımın en güzel anıydı. | Open Subtitles | الوقت الذي كنت اشاهد فيه مغيب الشمس معك كان اجمل لحظات حياتي |
| Bu belki de kız arkadaşına yapabileceğin en güzel şey. | Open Subtitles | و ربما هذا اجمل شئ يمكنك القيام به مع صديقتك |
| Unutma, hayattaki en güzel bazı şeyler onun sana sunduğu sürprizlerdir. | Open Subtitles | تذكري: احد اجمل الاشياء في هذه الحياة المفاجات اللتي تبينها لنا |
| Aptalca gelebilir, ama onun hala gördüğüm en güzel kadın olduğunu... düşünüyorum ve onu hiç unutmadım. | Open Subtitles | اعرف ان هذا قد يبدو سخيفا, ولكنى مازلت اعتقد انها كانت اجمل امرأة رأتها عينى ولم انساها ابدا |
| Dünyadaki herhangi bir jürinin ülkesine hizmet için hayatının en güzel yıllarını veren birini mahkum edeceğini düşünmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | انت لا تعتقد ان أي هيئة محلفين بالعالم ستدين فتى قدم اجمل سنوات حياته لخدمة البلد؟ |
| Cathy Moore. Tüm El Salvador'daki en güzel İrlandalı. | Open Subtitles | كاثي مور سيدتي الجميلة, اجمل فتاة في السلفادور |
| Sen benim hayatım boyunca gördüğüm en seksi ve en güzel kadınsın. | Open Subtitles | انت اجمل و اكثر اثاره من كل النساء التى رايتها فى حياتى كلها |
| Ama bazen düşünüyorum da... şu ana kadar gördüğüm en güzel yüze sahipsin. | Open Subtitles | لأن في بعض الأحيان أعتقد بأن لديك اجمل وجه لم ارى مثله على الإطلاق |
| Ve kristal bir kafesin içinde Cinlerin Perisi, bütün elmaslardan daha güzel. | Open Subtitles | وداخل قفص من الكريستال هناك حورية الجان ، اجمل من اي الماس. |
| 3,5 metre bayan. Bundan daha güzel bir ağaç bulamazsınız. | Open Subtitles | اثنا عشر قدماً سيدتي لن تجدي شجرة اجمل من هذه |
| Biraz daha renkle şu kaktüs gülünden bile daha güzel olursun. | Open Subtitles | اكثر من ذالك وستكونين اجمل من اي زهرة على الاطلاق |
| O kızdan çok daha güzelsin... ve o evleniyor. | Open Subtitles | انتى اجمل بكثير من هذه الفتاة... وهى سوف تتزوج. |
| Karşılığında sana verebilecek çok daha iyi bir şey bulmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن افكر فى شىء اجمل اعطيه لك فى المقابل |
| - Sen şimdiye kadar tanıdığım en tatlı uzay oyuncağısın. | Open Subtitles | الست انت اجمل دمية فضاء رايتها فى حياتى؟ |
| Özür dilerim ama, çok güzel ayakların var. | Open Subtitles | أنا أنا اسف ولكن عندك اجمل قدم رأيتها بحياتي |
| Gerçek olamayacak kadar hoşsun | Open Subtitles | انت اجمل من ان تكونى حقيقة |
| Hapse girmek için fazla güzelim. | Open Subtitles | أنا اجمل من ادخل السجن سأصبح بين يديهم مثل لوحة جماعية |
| Burası eski sevkıyat odasından çok daha hoş olmuş, değil mi? | Open Subtitles | هذه اجمل من غرفه الشحن القديمه،أليس كذلك ؟ |
| Senin gibi bir kızın beni öpmesi, başıma gelen en harika şey olurdu. | Open Subtitles | لأحصل على فتاه مثلك لتقبلني سيكون ذلك اجمل شيء على الاطلاق |
| Kuramım yanlış olamayacak kadar güzel. Birileri bunu kanıtlayacaktır. | Open Subtitles | نظريتي اجمل من ان تكون خاطئة لا بد و ان يثبتها احد |