| Finansal çöküşten öğrenilmesi gereken bir şey varsa o da budur. | TED | اذا كان هنالك درس يمكن تعلمه من الانهيار الاقتصادي هو هذا |
| Eğer bu gece burada gelip, yanıldığımı kanıtlayacak bir kadın varsa, çenemi kapatacağım ve ona 500 dolar ödeyeceğim. | Open Subtitles | اذا كان هنالك امرأة هنا الليلة تستطيع الصعود الى هنا, وتثبت اني مخطئ سأغلق فمي وادفع لها خمسمائة دولار |
| Eğer daha iyi hissetmeni sağlayacaksa, kendimi aptal yerine koydum. | Open Subtitles | اذا كان هنالك ما سيجعلك تتحسن فسأفعل شيء سخيفا ً |
| JFK'den Tibet'e direkt uçuş var mı diye bakar mısın? | Open Subtitles | حسناً، لكن قبل ان نبدأ هل يمكنكِ التأكد من.. ما اذا كان هنالك رحلة طيران مباشرة الى "التبت"؟ |
| Eğer birşey gidecek olursa, umarım görüşüm olur eski joystick değil. | Open Subtitles | اذا كان هنالك شيئ يسير على مايرام فهو نظري وليست تلك العصا القديمة بين قدمي اذا فهمت قصدي ؟ |
| Sadece, acaba erkekleri kendisinden uzaklaştıracak bir şey yapıyor olabilir mi diye sordum sanırım sonra da aklına üzücü bir şey geldi. | Open Subtitles | لقد فقط سألتها اذا كان هنالك شيئ ما تفعلة يبعد الرجال عنها و بعد ذالك خمنت انها فكرت بشيئ ما حزين جداً |
| Tabi Eğer seni rahatsız eden bir şey varsa bu konuda konuşmalıyız. | Open Subtitles | اذا كان هنالك اي شي انت لستي مرتاحه بشأنه يمكننا التحدث عنه |
| Başına bir şey gelecekse bunu bilmek benim de hakkım. | Open Subtitles | اذا كان هنالك شئ يجري معه استحق ان اعلم عنها. |
| Seni ilgilendiren Afrikalı bir lider varsa, o da Julius Limbani'dir. | Open Subtitles | كلا، انه يهمك اذا كان هنالك قائد أفريقي انت تهتم به فهو جوليوس ليمباني |
| Kan tahlilimde, bana telefonda söyleyemeyeceği kadar korkunç bir şey çıkmadıysa. | Open Subtitles | حسناً، ما لم الَا اذا كان هنالك مشكلة في دمي وهو لم يرد أن يخبرنا بذلك على الهاتف |
| Eğer onda bir tür hayalet varsa buna hiç şaşırmazdım. | Open Subtitles | انا لن اتفاجئ اذا كان هنالك ايضاً نوع من انواع الروح |
| Eğer biri, terörizmle savaşıldığı gibi korsanlıkla da savaşıp kazanabileceğini düşünüyorsa, yanılıyor. | TED | اذا كان هنالك اي شخص يعتقد انه بالإمكان شن حرب على القرصنه مثل الحرب على الإزهاب والتغلب عليها، انت مخطئ |
| Eğer biri silahına sarılacaksa, o kişi ilk sen olacaksın. | Open Subtitles | اذا كان هنالك شخص سيسحب اولا, سيكون انت. |
| Eğer daha iyi hissetmeni sağlayacaksa, kendimi aptal yerine koydum. | Open Subtitles | اذا كان هنالك ما سيجعلك تتحسن فسأفعل شيء سخيفا |
| Acaba daha iyi bir yol var mı? | Open Subtitles | هل تعرف اذا كان هنالك طريق أفضل |
| Baksana gelen bir şey var mı? | Open Subtitles | تحققي اذا كان هنالك شيء ما قادم الى هنا |
| Bu ağzınızı kapalı tutmanız için bir emir. Eğer bölümünüzden herhangi biri katil bir robotun polis tarafından tutuklandığına dair bir şeyler ima edecek olursa gereksiz bir paniğe neden olacaktır. | Open Subtitles | هذا هو القرار، لذا اذا كان هنالك من يلمح بوجود روبوت قاتل من قبل الشرطه |
| Sahip olduklarımızı almak isteyen olursa o zaman savaşırız. | Open Subtitles | اذا كان هنالك من لا يريد وجودنا هنا فيجب علينا أن نحاربهم |