| Ama buraya beni dinlemeye gelmemişsinizdir. bu sefer sorun ne? | Open Subtitles | ولكنك لم تأتى هنا لتستمع لى ما الأمر هذه المرة ؟ |
| Bu tatil fırsatı için zaten geç kaldın. bu sefer kaçırmana izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | إنها عطلة ، وقد تأخرتِ بالفعل لن أدعكِ تفسدين الأمر هذه المرة |
| Atıştırmalık şeyler içindi. bu sefer... Kişisel değil. | Open Subtitles | كان هذا لإحضار وجبات خفيفة، لكن الأمر هذه المرة ليس شخصياً |
| Rica ederim. Sanırım bire bir görüşme sırası sende bu sefer. | Open Subtitles | على الرحب والسعة حسنا ، ربما يجب عليك أن تواجه الأمر هذه المرة |
| Lütfen bu sefer halledeceğine emin ol. | Open Subtitles | أرجوك تأكد من الإعتناء بهذا الأمر هذه المرة |
| bu sefer anlayacagim, soz,hadi baslayalim. | Open Subtitles | سوف أفهم الأمر هذه المرة ، أعدك أعدك ، ها نحن ذا |
| Onu tekrar bağlayın ama bu sefer düzgün yapın. | Open Subtitles | قيدوها للأعلى ولا تفسدوا الأمر هذه المرة |
| Ve bu sefer ilişkimizi yürütmek için elimden gelen her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | وأنا مٌستعدة لفعل كل ما يتطلبه الأمر هذه المرة لإنجاح علاقتنا |
| Arkadaşlarına merhamet edilmesini istiyorsan bu sefer hile yapmasan iyi olur kızım. | Open Subtitles | من الأفضل ألا يكون هناك خدعة في الأمر هذه المرة يا فتاة إذا كنتِ تريدين أن أظهر رحمتي لأصدقائكِ |
| Ama bu sefer bunu öfkeyle yapabileceğimizi sanmıyorum. | Open Subtitles | ولا أعتقد أن الكراهية ستحقق الأمر هذه المرة |