| Cesetten kurtuluruz, böyle bir şey hiç yaşanmamış gibi olur. | Open Subtitles | سوف نتخلص من الجثة سيبدو الأمر وكأن شيئاً لم يحدث |
| sanki, işe alınmış ama masa ya da direktif verilmemiş biri gibi. | TED | يبدو الأمر وكأن أحدهم تم تعيينه ثم لم تجد له مكتبًا أو لم يعطى تعليمات عما يفترض أن يقوم به. |
| sanki dünya düzleşiyormuş gibi, öyle değil mi? | TED | الأمر وكأن العالم يتسطح، أليس كذلك؟ هذه البلاد |
| ...başla birlikte kolu bacağı da kesersek öldürünce kan sarhoşluğuna tutulanlar gibi. | Open Subtitles | لو أننا بعد قطعنا للرأس انهلنا على الأعضاء تمزيقاً، سيبدو الأمر وكأن الغضب والحسد هما دافعانا للقتل |
| sanki, Çinli akrabalar bir ay boyunca evinize misafir olmuş da 12 oturum boyunca bebeklerle konuşuyor gibiydi. | TED | وكان الأمر وكأن أقارب من الماندرين أتوا للزيارة لمدة شهر وجاءوا إلى منزلكم وتحدثوا إلى الأطفال في حدود أثني عشرة جلسة. |
| Bu onu, sorumlu avukat yanlış yere koymuş gibi mi yapar? | Open Subtitles | لتجعل الأمر وكأن المحامي غير متحمّل لمسؤوليته ؟ |
| sanki orada korkunç bir bilimsel deney yapılıyormuş gibi. | Open Subtitles | يبدو الأمر وكأن هناك تجربة علمية فظيعة في غرفتها |
| Bana küçük kızım kendine özel bir arkadaş bulmuş gibi geldi. | Open Subtitles | يبدو الأمر وكأن إبنتى وجدت لنفسها صديقة حميمة |
| Gitomer'u, Kirk'ü dönme dolaba çıkarabilmesi için yemlemesine ikna etti... ve daha sonra Kirk sanki ona vurmuş gibi görünecekti. | Open Subtitles | وقد أقنع جيتمور لاستدراج آدم كيرك للدولاب المتحرك.. وجعل الأمر وكأن كيرك قام بإيذائه |
| Bana küçük kızım kendine özel bir arkadaş bulmuş gibi geldi. | Open Subtitles | يبدو الأمر وكأن إبنتى وجدت لنفسها صديقة حميمة |
| Şimdi kalkıp giderken, can sıkıntısından başka bir nedenim varmış gibi görünecek. | Open Subtitles | الآن على الأقل، حين أتركك سيبدو الأمر وكأن لديّ سبباً آخر عدا أنني ضقت بك ذرعاً |
| Neredeyse bu dünya benim için özellikle yaratılmış gibi. | Open Subtitles | يبدو الأمر وكأن هذا العالم خُلق من أجلي خصيصاً |
| Herkes kendi sebzelerini kendileri yetiştiriyor gibi görünüyordu. | Open Subtitles | بدا الأمر وكأن الجميع كانوا يزرعون مزرعة الخضار الخاصة بهم |
| Ve bu dünyanın sonuymuş gibi geldi. | Open Subtitles | و بدا الأمر وكأن العالم كله علي وشك الإنتهاء. |
| Biliyorum beklemeye karar verdik, ama bu arada hayatımız geçip gidiyor, gibi hissediyorum. Bu... | Open Subtitles | أعلم أننا اتفقنا على الانتظار لكن بدا الأمر وكأن الحياة تتجازونا خلال انتظارنا |
| Polislerin silahlı bir çatışmaya müdahale etmesi gibi algılanır olay. | Open Subtitles | سيبدو الأمر وكأن الشرطة اقتحمت نزالا ناريا. |
| Ama asıl amaç bunu başkası öldürmüş gibi yapmaksa- | Open Subtitles | لكن إذا كان مرادك جعل الأمر وكأن أحد آخر قتله.. |
| Onları satsaydım, hiç evlenmemiş gibi olacaktım. | Open Subtitles | لو بعتهم , فسيكون الأمر وكأن زواجي لم يعد موجوداً |
| İnsanlık kontrolden çıkmış gibiydi. | TED | بدا الأمر وكأن البشرية تخرج عن السيطرة. |