"الأوقات" - Traduction Arabe en Turc

    • kez
        
    • günler
        
    • zaman
        
    • zamanların
        
    • zamanlardaki
        
    • zamanda
        
    • vakit
        
    • günleri
        
    • günlerdeki
        
    • biri
        
    • günlerde
        
    • günlerin
        
    • zamanlardı
        
    • zamanlarında
        
    • defa
        
    Bu hayatta bir kez yaşanan bir olay ve ben seninle paylaşacağım. Open Subtitles نعم أنا خبيره فى قضاء الأوقات و سوف أذهب معك لأشاركك وقتك
    Yarın işte olmam gerek, bu günler bizim için çok hassas. Open Subtitles يجب علي التواجد في العمل غدآ هذه من الأوقات الأكثر حساسية
    Bunları deneysel olarak ayırt etmek her zaman mümkün olmayabilir TED وقد لا يكون من الممكن فصلها تجريبيًا في كل الأوقات.
    Başarısız olduğumuz zamanların çoğunda, suçlu biz değiliz, suçlu sizsiniz. Open Subtitles العديد من الأوقات عندما نفشل، فهو ليس خطؤنا، إنه خطؤك
    Bir shinobi takımları şekillendirmek zorunda olduğu zamanlardaki durumu anlayabilmelidir. Open Subtitles يجب أن يعلم الننجا في بعض الحالات بأنه في وقت من الأوقات يجب عليه أن يشكل فريق
    Arthur, eski bir bela en olmadık zamanda yine bizi buldu. Open Subtitles آرثر، شيطان قديم عاد ليطاردنا في أكثر الأوقات الغير مرحب بها
    Sadece birbirimizle beraber olmaktan ötürü çok iyi vakit geçirdik. Open Subtitles إن الأمر متعلق بقضاء الأوقات السعيدة والإستمتاع برفقة بعضنا البعض
    Çıktığım kızların, onlardan daha az güzel olan arkadaşlarını sana ayarladığım günleri düşünsene. Open Subtitles فكّرْ بشأن كُلّ الأوقات التي وَضعتُك فوق بتواريخِي أقل أصدقاء جميلون. ذلك حقيقيُ.
    Eski günlerdeki gibi. Ali Macid'i hatırladım. Open Subtitles مثل الأوقات القديمة ، بيتشى يذكرنى ب على ماجد
    İkimiz birlikte çok kez çalışıp anlaşmaya vardık daha önce. Open Subtitles أنا وأنت قد نستخدم حيلنا معًا في كثير من الأوقات.
    Dizlerim, pek çok kez boşu boşuna okşanıp durdu! Open Subtitles تشابكت العديد من الأوقات بلا طائل بهذا الرجل البائس
    Tatlı Caroline Bah, bah, bah İyi günler hiç böyle iyi gelmedi Open Subtitles ♪ الحلوة كارولين ♪ ♪ الأوقات الجيدة لم تبدو جيدة جدا ♪
    Eski günler diye birşey yok. Open Subtitles على الإطلاق ، ليست هناك ايام خوالى فحين تمضى الأوقات ، فلا تكون قديمة ، إنها تموت
    Unutma, bir 911 çağrı operatörü, her zaman sakin kalabilmelidir. Open Subtitles تذكر، متلقي الطواريء يجب أن يلتزم الهدوء في جميع الأوقات
    Ona LoJack gibi kelepçe taktılar. Nereye giderse gitsin her zaman yerini biliyorlar. Open Subtitles وكان هذا يضايقها وكأنها رهن الإعتقال وهم يعرفون أين هو في جميع الأوقات
    Norveçli sosyal bilimci Evelin Lindner'in söylediği gibi, "Karamsarlık güzel zamanların lüksüdür... TED وكما لاحظ عالم الإجتماع النرويجي إڤلين ليندنر، التشاؤم هو ترف الأوقات السعيدة...
    Tıpkı eski zamanlardaki gibi. Sadece sen ve ben. Open Subtitles انظر، تماما مثل الأوقات الماضية فقط انا و انت
    Böylesi bir zamanda, halkıma gücümü tekrar verip güvenebileceğim, ayağa kaldırabileceğim ve kaldırmak zorunda olduğum koca Alman halkına "Ey Alman halkı, gönlünüzü ferah tutun!" diyebileceğim için bahtiyarım! Open Subtitles أنا سعيد لأنه في مثل هذه الأوقات, يمكنني منح قوتي و ثقتي للأمة حتى أتمكن من الأرتقاء بالألمان كلهم
    Aslında kendi tecrübelerime dayanarak söyleyebilirim ki çocuk sahibi olduğunda hayatın boyunca hiç yalnız kalmazsın hatta kendine bile vakit ayıramazsın. Open Subtitles حقيقةً، أستطيع إخبارك حسب خبرتي أن هنالك بعض الأوقات عندما ترزقين بطفل، سوف لن تكوني وحيدة مجدداً أو تحظين بدقيقة لنفسك
    Eski günleri yâd etmeye gidiyoruz. Open Subtitles نحن ذاهبون لتذكر الأوقات الجميلة، هذا ما سنفعله.
    Evet, tıpkı eski günlerdeki gibi. Open Subtitles منتصف الليل , صحيح ؟ أجل مثل الأوقات الغابره
    Bazen ağlar. Diğer zamanlarda biri canını yakıyormuş gibi inler. Open Subtitles أحيانا تبكي في الأوقات الأخرى يبدو وكأن شخص ما آذاها
    Seçmen şapka bu zor günlerde güçlü ve cesur olmamızı öğütledi. Open Subtitles قبعة التـّصنيف طلبت منـّا التـّحلي بالشجاعة والقـوّة في هذه الأوقات العصيبة.
    Hadi. İç beni. Eski günlerin hatırına çabucak biraz çek. Open Subtitles هيا دخني أخذ نفسا سريعا من أجل الأوقات القديمة
    Bana her şeyi öğrettin. Ne güzel zamanlardı onlar. Open Subtitles علمتني كل شيء، كانت تلك هي الأوقات السعيدة
    İnsani yardım kuruluşları, savunmasız toplumların en zor zamanlarında başarısız oluyorlar. TED يخذل النظام الإنساني المجتمعات الأكثر ضعفا في أحلك الأوقات.
    Birçok defa benim de saatim olmasına rağmen birine saati sormuşumdur. Open Subtitles الكثير من الأوقات عندي ساعتي الخاصة في جيبي وأنا أسأل شخص ما الوقت.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus