| Kontrol ediyorum. Çift Kontrol. Kontrolü Kontrol ediyorum. | Open Subtitles | أطمئن فحسب، أطمئن ثانيةً أطمئن على الاطمئنان |
| Evet biliyorum ama herkesin aynı fikirde olduğundan emin olmak istedim. | Open Subtitles | نعم ، أعلم ، لكني أردت الاطمئنان أن الجميع علي أهبة الاستعداد |
| Yani... yapacağın tek şey ona bakmak. Kapıdan bakıp gel. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله هو الاطمئنان عليه انظر إليه من خلال الباب |
| - Yiyecek istemedim. Oğlumun durumunu öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أيّ طعام، أُريد الاطمئنان على حالة ابني |
| Onlara dost canlısı bir yüz ve güven verici bir ses verdik. | TED | نمنحهم أوجه لطيفة وأصوات باعثة على الاطمئنان. |
| Ayrıca sana bi bakayım dedim | Open Subtitles | بجانب انني, اردت الاطمئنان عليكما |
| Seni rahatsız etmek istemiyor ama iyi olduğunu da bilmek istiyor. | Open Subtitles | لا يودّ مضايقتك، لكنّه يود الاطمئنان عليك. |
| Eer saat başı Kontrol edilmezse panik atak krizine girer. | Open Subtitles | قد تصاب بحالة هلع لم لو يتم الاطمئنان عليها مرة كل ساعة |
| Ama onun durumunu yeniden Kontrol edebilirim. | Open Subtitles | ولكن يمكنني الاطمئنان على حالتها مرة أخرى |
| Bilgi toplamanı ve hastaları Kontrol etmeni istiyorum, hem ameliyat olacakları, hem de olmuş olanları. | Open Subtitles | أريد منك الذهاب إلى القياس البعادي , و الاطمئنان على مرضاي ما قبل الجراحة و ما بعد الجراحة |
| Evet, sadece iyi olduğundan emin olmak istedim. | Open Subtitles | لقد أردت الاطمئنان عليكِ و التأكد بأنكِ بخير |
| Bunun senin için zor olduğunu biliyorum, sadece iyi olduğundan emin olmak istemiştim. | Open Subtitles | أعلم أنّ ذلك كان صعبًا عليك، وإنّي وددت الاطمئنان عليك فقط. |
| Seni rahatsız etmek istemiyorum ama sadece iyi olduğundan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | من فضلك اتصلى بى انا لا اقصد التطفل انا اريد الاطمئنان انك بخير |
| Geç olduğunu biliyorum fakat sana bakmak istedim, nasıl olduğunu merak ettim. | Open Subtitles | أعرف أن الوقت متأخر، ولكنني أردت الاطمئنان عليك، وأرى كيف حالك. |
| Küçük çocuklarına bakmak istiyor. | Open Subtitles | انه بمثابة أب يريد الاطمئنان على اطفاله |
| Dinle burnun nasıl çalıştığını öğrenmek istedik. | Open Subtitles | اسمع كنا نريد الاطمئنان على أنفك |
| Dinle burnun nasıl çalıştığını öğrenmek istedik. | Open Subtitles | اسمع كنا نريد الاطمئنان على أنفك |
| Kuş sesleri, mesela, çoğu kimse için güven veren bir ses türüdür. | TED | مثل زقزقة الطيور على سبيل المثال فهو الصوت الذي يجده معظم الناس باعثاً على الاطمئنان ( صوت طيور تشدو ) |
| Bacaklarına bakayım. | Open Subtitles | اريد الاطمئنان على ارجلك يا ابى |
| Seni rahatsız etmek istemiyor ama iyi olduğunu da bilmek istiyor. | Open Subtitles | لا يودّ مضايقتك، لكنّه يود الاطمئنان عليك. |
| Selam, "Neler Oluyor" skeçi için dansını çalışıyor musun diye merak ettim. | Open Subtitles | مرحباً، أردت الاطمئنان بأنك تتمرن على رقصة "العودة" خاصتك، لحلقة "ماذا يجري!" |