Bu hikaye 2010'da, hedef alınarak öldürmenin en arttığı dönemde geçmektedir. | Open Subtitles | احداث هذه القصة في سنة 2010 خلال اكبر عملية لتصفية الاهداف |
Birkaç bin tane hedef bulmazsınız o bölgede. | TED | وحتماً لا توجد في تلك المنطقة .. العديد من الاهداف |
Ekonomik hedefler vb. devlet tarafından belirleniyor. | TED | ان الاهداف الاقتصادية .. تحدد بواسطة الحكومة |
Azdan çok ve daha fazla insan için daha fazla elde etme ruhuyla başlayalım ve kendimize bazı hedefler koyalım. | TED | دعونا نبدا بروح الحصول علي الاكثر من الاقل و لصالح الأكثريه ونضع بعض الاهداف نصب أعيننا |
Belirli hedefleri olan net bir plan yaptık. | TED | لقد وضعنا خطة عمل واضحة مع الاهداف والمعايير |
Ama daha ziyade uzun vadeli bir şey. Önce daha yakın hedeflere odaklanmalıyız. | Open Subtitles | لكن هناك اشياء كثيرة ، اولا يجب ان نركز اكثر على الاهداف الحالية |
Bütün hedeflerin ısıl ve uzamsal analizleri başlatılıyor. | Open Subtitles | الان البدء بالتحلل الفضائي والحراري لكل الاهداف |
Bu hedefleri beğenmemin nedeni toplam sekiz hedef olması. | TED | وسبب انني احب هذه الاهداف هو انها ثمانية اهداف |
Biliyorsun Sever, biz böyleyiz. hedef ve amaçlar daha önce gelir. | Open Subtitles | تعرفى من نحن, سيفير الاهداف و الاولويات تأتى اولا |
Belirli hedef vurmaktan vazgeçin, herkesi vurun. | Open Subtitles | حدد الاهداف النشطة واطلق النار على كل شئ |
Kuzey-kuzeybatıdan yaklaşan birbirinden ayrı hedefler var. | Open Subtitles | هناك مجموعة من الاهداف المنفصلة قادمة من الشمال الغربي |
Tabi ki, zeki hedefler, her zaman en kolay yerlere saklamazlar. | Open Subtitles | وبالطبع لا تقوم الاهداف الذكية دائما بإخفاء الاشياء , في الأماكن التي يسهل الوصول إليها |
Pahalı mağazaların olduğu kısma odaklanın, onlar daha büyük hedefler. | Open Subtitles | ركزوا على المحلات الفاخرة فأنها الاهداف الكبيرة |
Çocuk ölüm oranları için konan Milenyum Gelişme hedefleri oranlarına varmak gayet mümkün. | TED | ان الاهداف الانمائية للالفية فيما يتعلق بمعدل وفيات الاطفال يمكن تحقيقها |
Onu daha sonraki hedefleri bulmak için kullanacağız. | Open Subtitles | بعد رحلة بيروت,سنستخدم مصادرنا لتحديد بقية الاهداف |
Önce daha yakın hedeflere odaklanmalıyız. O şey hakkında tek söz etmedim. | Open Subtitles | لكن هناك اشياء كثيرة ، اولا يجب ان نركز اكثر على الاهداف الحالية |
Sert hedeflere isabet edince parçalanmak üzere tasarlandılar. | Open Subtitles | مصممة على أن تتهشم عند إصطدامها مع الاهداف الصعبة |
Eğitimlerinin tamamlanmasıyla Obi-Wan ve Anakin, asiler Steela Gerrera komutasında Ayrılıkçı hedeflere saldırmaya devam ederken, Ahsoka'yı asileri izlemesi ve tavsiyede bulunması için Onderon'da bıraktılar. | Open Subtitles | اوبي وان واناكين تركوا اسوكا علي اوندرون لمراقبة وتوجيه النصح للثوار لاستمرارهم فى توجيه الضربات الى الاهداف الانفصاليه |
Saldıracakları hedef veya hedeflerin istihbaratını ele geçirecekler. | Open Subtitles | علينا أن نفترض أنهم سوف يحملون معلومات على الاهداف او اهداف للهجوم |
Seni haylaz çocuk. Bu hedeflerin hiçbiri, kişisel olmamalı. | Open Subtitles | أنتي شقية لم يكن من المفترض ان تكون الاهداف شخصية |
Forvet, ne zaman gol olacağını en iyi bilen oyuncudur. | Open Subtitles | المهاجم هو الذي سيتطيع اتخاذ القرارت بشائآ اللعب واحراز الاهداف |
Hedefi teknoloji olarak görülebilir ama yüksek teknoloji değil. | Open Subtitles | الاهداف تبدو انها تكنولوجية، لكنها ليست ذات تكنولوجبا متقدمة متنوعة |