| Flash olduğundan beri olgunlaşmanı izledim. Olduğun kişiyle çok gurur duyuyorum. | Open Subtitles | لقد شاهدتك تنضج منذ أصبحت البرق وأنا فخور جداً بذلك الرجل |
| Bilemiyorum, Flash'in sozcusu olmaktan daha fazlasi olarak gorunmek isterim. | Open Subtitles | -لا أعرف. أريد فحسب ألا يعتقدوني مجرد مرجع لقصص البرق |
| Birazdan sıra deprem sigortası yıldırım sigortası ve dolu sigortasına gelir... | Open Subtitles | أننى أحتاج لتأمين ضد الزلازل,تأمين ضد البرق و تأمين ضد البرد |
| Ama açıkçası, arkasında ayak izi bıraktığını gördüğüm ilk yıldırım bu. | Open Subtitles | هذه ضربة البرق الأولى عندي أبدا رأى بأنّ اليسار وراء الأثر. |
| aniden, bir şimşek çakmış, ve bir şimşek kadını yakmış. | Open Subtitles | وفجاة, ظهرت هناك ضربة رعد قوية وضُربت بصاعقة من البرق |
| Yilbasi zamani Zit Flash ile kapistigimizda yüzyillardan beri savastigimizi söylemisti. | Open Subtitles | عندما تقاتلت مع البرق العكسي في رأس السنة، قال أننا نتقاتل منذ قرون |
| Zıt Flash'ı alt edecek saha takımı hazır. | Open Subtitles | حقل مغناطيسي قوي من أجل حبس البرق العكسي. |
| Bunları bilmemin sebebi güçlerinin Flash'ınkilerle aynı olması. | Open Subtitles | السبب لمعرفتي كل هذا لأن قواك تشبه قوى البرق تماماً. |
| Yarışımız henüz bitmedi. Yakında görüşürüz Flash. | Open Subtitles | سباقنا لم ينتهي بعد، أراك قريباً أيها البرق. |
| Hayır, Flash ve sarılı adam birbirleriyle savaşırken onlardan çıkan elektriği izliyordum. | Open Subtitles | كلا، أعني البرق والرجل ذو الرداء الأصفر عندما تشاجرا سوياً عند السيارات، كنت أشاهد أشعة الكهرباء القادمة منهم، |
| Tamam Zıt Flash olmayabilir ama o gece olanlara dair bilgisi olduğunu düşünüyordun. | Open Subtitles | حسنٌ، ربما لا يكون البرق العكسي ولكنك تظن أنه يعرف ماذا حدث تلك الليلة |
| yıldırım düşerken arabada neden güvende olursun - tekerlekler tarafından izole edilmiş olursun. | Open Subtitles | لهذا أنت بأمان في السيارة أثناء عاصفة البرق فأنت معزول بواسطة الإطارات المطاطية |
| Elektriksel yıldırım gibi bir şey vardı, hepsi yığılıp kaldı. | Open Subtitles | كان هناك شئٌ يشبه البرق ، أو الكهرباء وسقطوا جميعاً |
| Kocama bir şeylerin olması lâzım otobüs çarpabilir, üstüne yıldırım düşebilir. | Open Subtitles | اخبرتكِ حتى لو حدث له اي شيء, صدمه باص صعقه البرق |
| yıldırım, bir insana beyzbol sopası veya lahana gibi çarpmaz. | Open Subtitles | البرق لا يُصيب أحد هكذا مثل كُرة البيسبول أو الملفوف. |
| Ama şimşek vurduğunda, üstüne bir ağaç düştü ve o uçurumdan aşağıya yuvarlandı! | Open Subtitles | ،ولكن عندما سطع البرق ، سقطت شجرة وسقطت تين تين من على المنحدر |
| şimşek çarpması her yıl sadece ABD'de 150 ile 300 arası can alıyor. | Open Subtitles | البرق يقتل ما بين 150 الى 300 شخص كل عام في امريكا وحدها |
| "yıldırımın kanatlarında uçuyoruz artık asla kılıçlarımızı kınına koymuyoruz." | Open Subtitles | أثناء طيراننا على جناح البرق لم يكن لنا أن نغمد سيوفنا أكثر من هذا |
| yıldırımı Seven Kadın oyununa bayılmıştım. | Open Subtitles | نعم أنا معجبة بمسرحيته المرأة التي أحبت البرق |
| Ama benim inancım o ki, zaten yerdeler ve yıldırımlar onları toprağın derinine itiyor. | Open Subtitles | لكني أعتقد أنهم كانوا على الأرض وقد دفعهم البرق لأسفل |
| Katil tabiat ananın gönderdiği şimşeği kablo ile kum altından kurbanlara iletmiş. | Open Subtitles | القاتل إستخدم الطبيعة الأم لإرسال البرق من خلال سلك تحت الرمل إلى الضحايا |
| Çeviri: hasangdr | Open Subtitles | (البرق)_BAR_ _BAR_ _BAR_ |
| Dışarıda, binanın tepesindeyse 30 metreden uzun yapay Şimşekler antenin tepesinden fırlamaya başlıyordu. | Open Subtitles | بالخارج البرق كان ينطلق علي علو 100 قدم يخرج من الكره اعلي الهوائي |
| Ayrıca, yıldırım ve Gök gürlemeleriyle çalkalanan kalın bulutları da unutmayalım. | Open Subtitles | وبالاضافة إلي ذلك ، الغيوم الثقيلة التي تضرب بواسطة البرق والرعد |
| Genel Vali Corneli tarafından yürütülen ışık hızı operasyonu altında, | Open Subtitles | ومن خلال عملية نفذت بسرعة البرق من قبل الأميرة كورنيليا |
| Bir silah, yıldırımdan hızlı Gördüğünüz en hızlı silah | Open Subtitles | مسدس اسرع من البرق ، اسرع مسدس تراه فى حياتك |
| Çocuklar Şimşekten korkardı, ama ben korkmazdım. | Open Subtitles | ،أعلم بأنّ الأطفال يخشون البرق لكني لا أخشاه |