| O zıkkımdan çok fazla alırsan sadece böcek görmeye değil hebere hübere konuşmaya da başlarsın, kimse de seni anlamaz. | Open Subtitles | أنت تتعاطي الكثير من المخدرات لهذا تحس يهذا البق و أصبحت تتحدث بلعثمة و لا أحد يستطيع فهم ما تقول |
| - Çok fazla böcek oluyor. - Çiftlikte mi yaşıyordun? | Open Subtitles | ـ الكثير جداً من البق ـ أنّكِ تعيش في مزرعة |
| Gözlerimi kapadığımda her yerde yılanlar ve böcekler görürdüm. | Open Subtitles | كنت أغلق عيني و كان كل ما أراه الأفاعي و البق في كل مكان |
| böcekler adadan çıkarsa ne olacağını bilmek zorundayız. | Open Subtitles | نريد أن نعرف ماذا سيحدث إذا البق رحل بعيدا عن الجزيرة |
| Çocuğun ezilmiş böcekleri hayata döndürmesiyle ilgili bir rapor hazırlıyordum. | Open Subtitles | لقد كان يوصلني تقارير عن فتى يعيد البق المسحوق للحياة |
| Stone Mountain'de, valide bile tahtakurusu vardı ve kadın bir attı. | Open Subtitles | في "ستون مونتاين" حتّى العمدة تعرّض لحشرات البق وهي كانت فرس |
| İğrenç kokun her tarafında böceklerin dolaşması ve tam buradan fırlayan kemiğin. | Open Subtitles | الطريقة التي تم النتنة بالفعل وكان لديك البق جميع أنحاء لك والعظام كانت قادمة من خلال حق هناك. |
| Tahtakurularına dikkat edin! | Open Subtitles | لا تدع البق يقرصك |
| Bilgisayarımdaki böcek ve senin karşılaştığınki ve birkaç dindar herifle arada bağlantı kuruyorsun. | Open Subtitles | أنت تشبه حاسوبي ربما لديك انت الاخر واحد من البق وبعض بقايا الاطعمة الدينية |
| çiçek toplarız yada böcek yakalarız.. canın ne isterse. | Open Subtitles | يمكن أن نلتقط الزهور أو نصطاد البق أي شيء تريدين |
| Senin için sakıncası olmazsa böcek kamyonetini alalım. | Open Subtitles | حسناً , نحن سنذهب بشاحنة البق إذا كان هذا مناسباً لكِ ؟ |
| Eveet., En kötü etkilenen yer kanepe gibi gözüküyor.Bir sürü böcek var burada. | Open Subtitles | صحيح. حسنا ً, يبدو أن الاريكة مُتأثرة بصورة سيئة . بها الكثير من البق ّ |
| Lakin Adam'ın spreyi ve Charlie'nin burnu ile, böcekler sınavlarıyla karşı karşıyalar . | Open Subtitles | ولكنمعرذاذآدم وأنفجارلي، إلتقتْ حشرات البق ّ مع نصفها الثاني. |
| Balo da yazın başında yani böcekler herkesi canlı canlı yiyecek. | Open Subtitles | وعادة ما تكون حفلة التخرج في بداية الصيف لذا, الجميع سيؤكل حياً من قبل البق |
| Ancak söylemem gerekir ki, bu böcekler en geniş boy. | Open Subtitles | بالرغم من ذلك علي القول هذه البق هي على حجم كبير. |
| böcekleri duyabiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني ان اسمع البق الداخل. هيا. |
| Cibinlik değil ama böcekleri uzak tutar. | Open Subtitles | ليس شبكة ناموس لكنها تعيق البق |
| böcekleri araştırıyor. | Open Subtitles | إنه فقط يبحث عن البق |
| Hey, şu tahtakurusu şeysinden ev arkadaşlarıma bahsetmeyebilir miyiz? | Open Subtitles | مهلا، هل يمكننا عدم ذكر فكرة البق لرفاقي بالسكن؟ |
| böceklerin seni ısırmasına, kulağını koparmalarına ya da beyninde gezinmelerine sakın izin verme. | Open Subtitles | لا تدع البق يقرصك... أو تزحف إلى أذنك، وتفقس البيض في دماغك |
| Tahtakurularına dikkat et. | Open Subtitles | لا تدع لدغة البق . |
| Hayır olmaz, böcekçi çocuk. | Open Subtitles | كلا لا يمكنك يا فتى البق |
| Ve bakın, bu çiçek yararlı Böceklerle dolu, iyi olanlarla, tripsleri, yani kötü olanları yok etmişler. | TED | وانظروا ، هذه الزهرة غارقة مع البق المفترسة، مع الجيد منها، بعد القضاء على السيئ منها، والتربس. |
| İçerde böyle garip böceklerden görmediğinden emin misin? Emin değilim. | Open Subtitles | هناك من المحتمل أكثر ، مثل غربة البق في جانب منه. |
| Hayır, dairemizde kesinlikle tahtakuruları yoktu. | Open Subtitles | لا، البق كانوا بالتأكيد ليسوا بشقتنا |