| çok uzaklaştım. O kadar ki, başladığım yere geri döndüm. | TED | نعم، لقد تحسنت كثيرًا بأني عدت للموضع الذي بدأت منه. |
| Aslında bir gösteri için tatmin edici bir beklentinin resmi manzarasındaydım, bunlarla başladığım yerde değil. | TED | كنت في لحظة رصانة تنتظر مني انجاز شيء معين لمعرض وهذا ما لم يكن السبب الذي بدأت من أجله بتصميم هذه الأشياء |
| Yani küçük yaşta öğrenmeye başladığım bu sürekli gelir modelini seviyorum. | TED | لذا احببت العائد الثابت الذي بدأت احصل عليه منذ صغري |
| Çıkardığın yangını gören dağ kabileleri köyü yağmaladı. | Open Subtitles | بعد الحريق الذي بدأت ، قبائل التلال داهمت القرية. |
| Çıkardığın yangını gören dağ kabileleri köyü yağmaladı. | Open Subtitles | بعد الحريق الذي بدأت ، قبائل التلال داهمت القرية. |
| Kariyerinizi başlatan proje, bir tesadüf mü yoksa gerçekte neler olduğunu açıklayabilir mi? | Open Subtitles | انها مصادفة بأن المشروع الذي بدأت به مهنتك يمكن ان يوضح بالواقع ما يحدث ؟ |
| Bu büyük formların oluşmaya başladığı bir zamandı. | TED | انه الوقت الذي بدأت فيه أشكال كبيرة في الظهور |
| Kimi zaman başladığın yere geri dönersin. | Open Subtitles | أحياناً ينتهي بك المطاف تماماً من المكان الذي بدأت فيه |
| Yeni tanımaya başladığım en iyi dostum Bob'a. | Open Subtitles | إلى بوب، صديقي المفضل، الذي بدأت أتعرّف عليه |
| - Mrs. Babcock tutmuştu beni, ancak ben başladığım zaman, o artık orada değildi. | Open Subtitles | ـ استأجرتني السيدة ببكوك مع اني في الوقت الذي بدأت فيه العمل لم تكن هي موجودة ابدا |
| Savaşa karşı olduğundan şüphelenmeye başladığım Lord Hertford ise, krallık yardımcısı olarak kalacak. | Open Subtitles | اللورد هرتفورد, الذي بدأت أشتبه في أنه يعارض هذه الحرب سيبقى بمثابة اللفتنانت لهذة المملكة, الآن.. |
| Ve tabii ki gerçekten birbirlerine aşık olduklarına inanmaya başladığım ailemize. | Open Subtitles | وإلى والدينا الذي بدأت أعتقد أنهم واقعين في الحب. |
| Bu gece çalışmaya başladığım adam... Hakkında konuşursam sorun olmaz değil mi? | Open Subtitles | ... الرجل الذي بدأت العمل عنده ليلة البارحة هل يمكنني أن أتحدث ؟ |
| Bu gece yanında çalışmaya başladığım adam, gece kulübünde fotoğraf çektiğim bu adamın ayrıcalıkları var. | Open Subtitles | الرجل الذي بدأت العمل عنده ليلة البارحة ... حيث أخذت الصور في النادي الليلي الرجل صاحب الامتياز |
| Bu seride de gördüğümüz gibi, büyük çaplı evrimsel değişim başlatan felâketler, dinozor neslinin başına gelenlerle sınırlı değil. | Open Subtitles | كما رأيتُ في هذه السلسلة، انقراض الديناصورات لم يكن الوقت الوحيد الذي بدأت فيه كارثة بتغيير تطوّري رئيسي. |
| Onu ne kadar özlediğini söyleyerek her şeyi başlatan sendin. | Open Subtitles | أنا اقصد انت الذي بدأت كل ذلك تخبرها أنك إشتقت لها كثيراً |
| Firmaların benimsemeye başladığı bu yüzdeyüz şeffaflık ve açıklık politikasından büyük bir güçlenme ve artış görüyoruz, çünkü tüketici bunu talep ediyor. | TED | ستشهدون بزوغ بعض القوى كنوع من الشفافية الكاملة والإنفتاح الذي بدأت الشركات بتبنيه كل ذلك لأن المستهلكين يطلبونه |
| Yaşamın ilk başladığı yeri. | Open Subtitles | وجد مكانا يدعى مهد الحياة, المكان الذي بدأت فيه الحياة. |
| Belki de kendini suçlamaya başladığın gün. | Open Subtitles | ربما كانت اللحظة المؤثرة الكبرى، اليوم الذي بدأت فيه لوم نفسك |
| Ne kadar uzağa kaçarsan kaç kendini her zaman başladığın yerde buluyorsun. | Open Subtitles | , بغض النظر عن اي مدى أنت تركض ... أنت دائما تجد نفسك ترجع . للمكان الذي بدأت منه |