| Siz İngilizlerin tamamen farklı bir küfür seviyesi var. | Open Subtitles | أنتم يا رجال في مستوي مختلف تماماً من السب هنا |
| Sadece küfür etmeleri değil, o insanlar seslerin zorlayıcı etkisiyle yapıyorlar. | Open Subtitles | انها ليست مجرد السب ، أنهم يعانون من الالزامية في الوجه و التشنجات اللاإرادية الصوتية |
| Ayrıca, herkesin Noel sırasında küfür etmeyi bırakmasını istiyor. | Open Subtitles | ويريد منكم ان توقفوا السب طوال موسم العيد - كيف حصل على هذه الاشجار |
| Geçen birkaç ayın ardından, bir Cumartesi öğleden sonra Veronica bir duyuru yaptı: | Open Subtitles | ثم في صباح أحد أيام السب بعد عدة شهور قامت بإعلان |
| Cumartesi günü gözetimli ziyaret yapabileceğim. | Open Subtitles | حصلت على زيارتي الأولى تحت الإشراف يوم السب |
| Lanet olsun! - Bu evde küfürlü konuşma. - Sen konuşuyorsun ama. | Open Subtitles | ـ لا تستخدمي السب في هذا البيت ـ أنت تفعل |
| Televizyon küfür öğretmiyor, ne de olsa. | Open Subtitles | بما أن التلفزيون لا يعلمك كلمات السب |
| Yani küfür mü problem? | Open Subtitles | إذاً، السب هو المشكلة؟ |
| Nasıl yani, küfür etmek gibi mi? | Open Subtitles | ماذا، مثل السب ؟ |
| küfür sana pahalıya mal olacak. | Open Subtitles | السب يكلفك الكثير |
| Bu evde küfür duymak istemiyorum! | Open Subtitles | السب ممنوع في هذا المنزل. |
| Mrs Macpherson küfür bağlamında kullanıldığı sürece diyor. | Open Subtitles | السيّدة (ماكفيرسن) تقول أنه طالما أنه يتم استخدام السب في السياق، |
| - küfür kavanozuna 50 sent at, nine. | Open Subtitles | خمسين سنت لجرة السب ياجدتي. |
| küfür, şiddet. | Open Subtitles | السب ، العنف |
| Cumartesi benim evimde çalışırız? | Open Subtitles | نذاكر في بيتي يوم (السب)؟ |
| - Cumartesi görüşürüz. | Open Subtitles | -أراك يوم السب |
| - Cumartesi. - Tamam. | Open Subtitles | -أراك يوم السب |
| Umarım düzgün konuşma alarmı koymazlar, çünkü çok küfürlü konuşuyorsun. | Open Subtitles | أتمنى أن لا يضعوا أنذارا . على السب في اللغة . لأنكِ تسبين كثيراً |
| Sonra da benimle küfürlü konuşmayı kes lütfen. | Open Subtitles | ثانيًا، هلاّ توقّفتي رجاءًا عن السب وأنت تكلّميني؟ |