| Bu da her yerdeki delikleri ve bulunduğu kötü durumu açıklıyor. | Open Subtitles | وهذا يُفسّرُ الفتحات المحفورة في جميع أنحاء الرابيةَ والوضع السيّئ عموماً في البحث |
| Umarım kötü yorumu okumamış müşteriler bulabilirim. | Open Subtitles | آمل أن أتمكّن من إيجاد زبائن لم يقرأوا النقد السيّئ الذي نلته |
| Bana ezik, yalancı, kötü yatırım dedi. | Open Subtitles | وتنعتني بالفاشل والكاذب والاستثمار السيّئ |
| Bence zavallı adam kulaklarını da kaybetmiş. | Open Subtitles | راهنت على الأخرس السيّئ الرجل أصمّ أيضاً |
| Ama zavallı kızcağız onlara acıyor korkarım. | Open Subtitles | لا، أنا خائف العزيز القديم السيّئ له بقعة ناعمة |
| Gerçi senatörün kızının, erkek arkadaş konusundaki kötü zevkinden bahsetmemişler. | Open Subtitles | ليس هناك إشارة لـ أبنة عضو مجلس الشيوخَ وذوقها السيّئ في الأصدقاء، مع ذلك. |
| Ağzında kötü bir tat oluşur çünkü onlar adrenalin. | Open Subtitles | الطّعم السيّئ الموجود في الفم سببه الأدرينالين |
| kötü haber şekil değiştiricinin kanı %47 cıvadan oluşuyor. | Open Subtitles | الخبر السيّئ أنّ الزئبق يشكّل نسبة 47 بالمئة من دم المتحوّل. |
| Bywater'da işlerin kötü olduğunu sanardım. | Open Subtitles | اعتقدتُ أنّه من السيّئ العودة إلى هناك بواسطة الماء |
| kötü haber ise daha karmaşık sistemler rota bulma ve itme gücü düzgün çalışmak için belli miktarda bağlantıya ihtiyaç duyuyor. | Open Subtitles | أما الخبر السيّئ فهو أنّ الأنظمة الأكثر تعقيدًا... كالملاحة والدفع تتطلب مقدارًا من الترابط كي تعمل بانتظام |
| Bir evde iyi polisi, diğerinde kötü polisi oynuyorum ama yine de kimseden bir bok öğrenemiyorum. | Open Subtitles | ألعب دور الشرطيّ الطيّب بمنزل وألعب دور الشرطي السيّئ بالآخر ولكنّي لا أستطيع مع ذلك الحصول على أيّ شيء من أيّ أحد بالحيّ |
| kötü mizacın da iyice coşuyordur bu yüzden. | Open Subtitles | ويُرجّح أنّه يغذّي ذلك السلوك السيّئ |
| — kötü haber ise, kansersin. | Open Subtitles | "الخبر السيّئ أنك مصاب بالسرطان" |
| kötü haber? | Open Subtitles | و الخبر السيّئ ؟ |
| kötü haberse, bunu kaçırdın. | Open Subtitles | -والنبأ السيّئ هو أنّك فوّت ذلك |
| kötü haberse, bunu kaçırdın. | Open Subtitles | -والنبأ السيّئ هو أنّك فوّت ذلك |
| kötü haber ise, bagajda bulduğumuz kan, polisin bu sabah kurşunlanarak ölen, isimsiz bir kişiye ait olması. | Open Subtitles | الخبرُ السيّئ بأنّ الدّم الذي عثرنا عليّه مطابقاً لـ(جون دو) من عيارٍ ناري لضحيّة وجدته الشرطة هذا الصباح |
| O zavallı kuşu öldürmen bir trajediydi. | Open Subtitles | هو كان قاسي جداً لقتْل ذلك الطير السيّئ |
| Olduğun yerde kal zavallı hayvan. | Open Subtitles | إبقَ أين أنت، أيها الوحش السيّئ! |
| Şu zavallı hayvan. | Open Subtitles | ذلك الحيوان السيّئ. |
| - Meryem Ana adına, zavallı kıçım. | Open Subtitles | أوه , madonn '، حماري السيّئ. |