"الشيء الجيد" - Traduction Arabe en Turc

    • iyi şey
        
    • güzel şey
        
    • İyi tarafı
        
    • İyi ki
        
    • Neyse ki
        
    • Güzel olan
        
    • iyi olan
        
    • iyi yanı şu
        
    • İyi olan şey
        
    • İşin iyi tarafı
        
    Hayatında becerebildiği en iyi şey nasıI olduysa, seni evlenmeye ikna etmiş olması. Open Subtitles الشيء الجيد الوحيد الذي فعله طوال حياته كان إقناعك بالزواج منه بطريقة ما
    Bizimle ilgili en iyi şey hayranlarımızın bizimle büyümüş olmaları. Open Subtitles الشيء الجيد الذي يتعلق بنا بأن المعجبين قد كبرو معنا
    Benim uzmanlığım, yaşamımdaki tek güzel şey evde katledilirken, işimi yapmaktır. Open Subtitles تخصصى ان اقوم بعملى بينما الشيء الجيد الوحيد في حياتي فى البيت، يذبح.
    İyi tarafı ise, önümüzdeki iki yıl daha aradaki farkı anlamayacak. Open Subtitles الشيء الجيد هو ، انه لن يلاحظ الفرق حتى تمر سنتان.
    İyi ki siyahiler Dr. King yerine sana muhtaç değil. Open Subtitles الشيء الجيد أن الأشخاص السود لديهم الدكتور كينغ بدلاً عنك.
    Neyse ki, tavşanlar kat be kat üremeye devam ediyor. Open Subtitles الشيء الحيد.. الشيء الجيد أن هذه الارانب تستمر بالتوالد والتكاثر
    Güzel olan, ikinci raund için farklı bir arama izni aldım. Open Subtitles الشيء الجيد أنني حصلتُ على مذكّرة أخرى للجولة الثانية
    Gitmenle ilgili tek iyi şey bu. Bu şeye katlanamıyorum. Open Subtitles هذا الشيء الجيد الذي لا استطيع مقاومته بعد ذهابك
    tek iyi şey sürünün dışında... bir yaşlı görmek olurdu.. Open Subtitles الشيء الجيد الوحيد أننا نصبح أنحف فرداً تلو الآخر
    Bütün bunlardan çıkan tek iyi şey seninle tanışmam oldu. Open Subtitles الشيء الجيد الوحيد التي خرجت به من كل هذا هو أنني قابلتك
    24 dakikalık haber döngüsünde olacak olan güzel şey, ...yakında başka bir şeyle gelecek olmalarıdır. Open Subtitles الشيء الجيد في أخبار الساعة أن الناس سينتقلون إلى موضوع جديد قريبًا
    Buralarda yaptıkları tek güzel şey. Open Subtitles تقريباً الشيء الجيد الوحيد الّذي يقدمونه هُنا.
    Sonunda, ailemin kredimi mahvetmiş olmalarından çıkan tek güzel şey benim bu hatayı yapmamaya karar vermiş olmamdı. Open Subtitles و في الاخير، الشيء الجيد الوحيد الذي استفدته من والداي بإستنزاف بطاقتي كان بأنني كنت مصمم على ان لا افعل ذلك.
    Birleşik Devletlerin Başkanıyla tanışmanın en iyi tarafı yiyecekler. Open Subtitles الآن الشيء الجيد جداً في الإجتماع بالرئيس
    Birleşik Devletlerin Başkanıyla tanışmanın en iyi tarafı yiyecekler. Open Subtitles الآن الشيء الجيد جداً فى الإجتماع بالرئيس
    Zeki olmanın iyi tarafı... hiç telefon numarası aramam gerekmemesi. Open Subtitles الشيء الجيد عن كونك ذكـياً، هو أني لا أنظر أبداً لأرقـام الهواتف
    İyi ki son üç senemi gitarı ağlatmayı öğrenmek için harcadım. Open Subtitles الشيء الجيد أني قضيت الثلاث سنوات الماضية أتعلم العزف على الجيتار
    İyi ki, yeni vaiz bana başka bir yerde denemem gerektiğini gösterdi. Open Subtitles الشيء الجيد الذي أظهره لي الداعية الجديد أنّه عليّ تجربة شيء آخر.
    Neyse ki onunla çıkmayacaksın. Open Subtitles الشيء الجيد الذي أنك لَم تُواعدَه أبداً.
    Güzel olan şey şu ki, bir xanax dört beyaz şaraba eşit. Open Subtitles الشيء الجيد هو حبة من عقار "زاني"، وأربعة قناني من النبيذ الأبيض.
    İyi olan şey senin çocuklar hiç bir şekilde kurtulamayacak. Open Subtitles الشيء الجيد فيكم ايها الصبية انكم لا تعرفون الحقيقة مطلقاً
    Ama anne olmanın iyi yanı şu, daima kızının kahramanı olacaksın. Open Subtitles ولكن الشيء الجيد عن كونك أم، دائما سوف تكونين بطلتها.
    İşin iyi tarafı, seks yaparken çıkardığı sesleri duyamayacaksın. Open Subtitles حسناً, الشيء الجيد هو أنك لن تسمعي الصوت الذي يصدره عند الجماع

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus