"الصفار" - Traduction Arabe en Turc

• sarısını
• sarı
• sarılık

Sadece yumurtayı çırpmakla kalmaz aynı zamanda sarısını beyazından ayırır.
اٍنه لا يخفق البيض فحسب ، بل يفصل الصفار عن البياض

Bana, yumurta sarısını yersem... güreşte... dünyanın en iyisi olacağımı mı söylüyorsun?
إذاً، ماتقوله لي أنهُ إذا أكلتُ الصفار حركاتي ستكون الأفضل في جميع العالم

Yumurtanın sarısını ayırıp daha çok para istiyorlardı.
يأخذون الصفار بعيدا و يحاسبونك بسعر اكثر

Göz bebeğin ile mavi kısım arasında sarı halkalar var.
فيهما ذلك الصفار بين مقلتكِ والجزء الأزرق.

Evet, ne kadar da sarı diye kıskanacaktır.
سيكون غيورا من الدرجه التي وصلت لها من الصفار

Yok, hayır. Buna kanım ısınmadı. Fazla sarı.
كلا، لا تعجبني، إنها شديدة الصفار

Bir de sarılık geçirmiştin. O yüzden arabayı sarıya boyadım.
و اصابك الصفار لذلك صبغت السياره باللون الأصفر

Tavanızı yağlar ve fırınınızı önden 3500 dereceye kadar ısıtırken geliştirilmiş yumurta patlıcanının sarısını ayırın ve baharat gelinciğinizi üzerine hafifçe sıkın.
الآن، أثناء دهن المقلاة بالزيت وضبط الفرن على درجة 3500، يجب فصل الصفار من الباذنجان المطور جينياً، ثم إضافة نفحة من ابن عُرس التوابل.

Hala sarısını cıvık seviyorsun, değil mi?
-ما تزال تحبّ الصفار طريّاً، أليس كذلك ؟

Beyazını sevmiyorum. sarısını seviyorum.
لا أحب البياض أحب فقط الصفار

Yumurtanın sarısını içinden mi çıkarıyorsunuz?
اذاً انت تخرج الصفار منها ؟

Yumurtanın sarı kısmını düzelteceğini söyledin.
قلت أنك ستصلحين الصفار

Açık sarı tonlarında ve zeytin rengi ten
بشرة زيتية مع شيء من الصفار.

- Bir Lamborghini isterim parlak sarı. Yarışalım mı?
-سأقبل بـ(لامبورغيني)، زاهية الصفار .

Gözlerindeki ve tenindeki sarılık havuçtan değilse, ...ve göbeğindeki şişlik çok fazla biradan kaynaklanmıyorsa, ...içgüdülerim senin hepatit c belirtileri gösterdiğini söylüyor.
اذا لم يكن الصفار في عينيك وفي بشرتك من الجزر وتلك الكرشة في قسمك الأوسط من الـ(بدوايزر) حدسي يقول لي أن لديك أعراض التهاب الكبد