Tam da bu yüzden son büyük çalışmalarından birinin şu olması normal: "Solucanların Eylemleri Yoluyla Sebzelerde küf Oluşumu" | TED | وهذا هو السبب وراء أحد أعظم أعماله الأخيرة وهو تشكل القالب النباتي عبر حركة الديدان. |
Hayır. Ödülleri o alıyor, bense küf alıyorum. | Open Subtitles | ، لا هو يحصل على المنح وأنا أحصل على القالب |
Planları, Kalıbı ve arta kalan malzemeleri istiyorum. Hatırlıyor musun? | Open Subtitles | ولكن مازلت أريد القالب والمخططات والمواد، أتذكر؟ |
Önce plastik Kalıbı bitiriyorum. Yarım yüzle ona hayat veremeyiz. | Open Subtitles | أولاً، أقوم بإنهاء القالب الجصي لا يمكننا منحها حيوية بنصف وجه فقط |
Bu kalıp tam bir klişe ama ben her şeyde bir güzellik olduğunu düşünüyorum. | TED | و هذا القالب هو مبتذل جداً لكنني أشعر أن الجمال موجود في كل شيء |
Orada gördüğünüz üzere, ağaç gövdesinden yaptığım kalıbın içine boşalttım. | TED | صببته في القالب .. الذي صنعته من جزع شجرة |
Dur bir saniye. Ben bu tuğlayı sipariş etmemiştim. | Open Subtitles | انتظر لحظة أنا لم أطلب هذا القالب |
Banyodaki küf mantarı bungalovdakini tutuyor mu? | Open Subtitles | القالب مِنْ حمّامِه يَجاري البيت من طابق واحدُ؟ |
küf yüzünden havuzu çöken İngiltere'den Kathy ve Gordon'u hatırlıyor musun? | Open Subtitles | (كاثي) و (جوردن) في (إنكلترا) أتعرفينهما الذين كانا منهاران بسبب القالب |
Dostum.küf. küf,küf,küf | Open Subtitles | . يا صاح , انه القالب , القالب |
Bu haritanın üzerinde küf izleri var. | Open Subtitles | الآن, هذه الخريطة وعليها آثار القالب |
Bence küf yüzündendi. | Open Subtitles | في الواقع، أعتقد أنه كان القالب. |
Sende de tespit edemediğimiz cinayet silahının Kalıbı var. | Open Subtitles | نعم و انت لديك القالب من سلاح الجريمة غير المحدد ؟ |
O plastik Kalıbı hemen halledersin, değil mi? | Open Subtitles | أشعل القالب البلاستيكي ذاك بأسرع ما يمكن, صحيح؟ |
Ayrıca tekerlek izleri vardı, onun da Kalıbı alındı, fotoğrafları çekildi, kapıdaki 4 çekerle aynı olduğu üzerine de bahse girerim. | Open Subtitles | وهناك أيضا مطبوعات شوكية. لقد القالب والصور لذلك أيضا. أنا واثق أنه ينتمي إلى 4x4 الخاص عند الباب. |
Kalıbı kırdı. ahh. viktor brodsky Brooklyn'den uzak dur diyor. | Open Subtitles | كسر القالب فيكتور بروسكي ) يقول ) ( أبقى بعيداً من ( بروكلين |
Lütfen monomeri ver, sonra da Kalıbı. | Open Subtitles | رجاءً ناولني الـ"مونومر"، وثمّ القالب |
ve eğer isterseniz, daha kalıp esnasında renklendirme yapılabilecek böylelikle boya işine de gerek kalmayacak | TED | ان اردت يمكنك وضع اللون على القالب و بذلك تتخلص من محلات دهان السيارات |
kalıp güçlendirilmezse bronza dayanamayacak ve kırılacak. | Open Subtitles | ان كان القالب غير مغطى بالصفائح لن يتحمل لا النحاس ولا الشقوق |
O ayakkabı izinden çıkardığım kalıp, şu kulübede bulduğum bahçıvanın botuna uyuyor. | Open Subtitles | نعم, القالب الذي صنعته من طبعة الحذاء تلك تطابق طبعة حذاء البستاني التي وجدتها في الكوخ هناك |
Çikolatayı şekillendirmek için kullandıkları kalıbın kenarının genişliğiyle eşleşiyor. Çok iyi iş çıkarmışsın. | Open Subtitles | تتلائم مع عرض حافة القالب الذي كانوا يشكّلون به قالب الشوكولاتة |
Atmasam daha iyi olur. At şu tuğlayı! | Open Subtitles | لا, انا لن اقذف القالب. |