"المكان و" - Traduction Arabe en Turc

    • Burayı
        
    • uzay ve
        
    • yer ve
        
    • yerde ve
        
    • ve mekân
        
    • Nerede ve
        
    • ve zaman
        
    Burayı sevip sevmediğimi sordun, sonra senin ödemeyi zaten yaptığını öğrendim. Open Subtitles سالتى لو عن راى فى المكان, و انت اصلا دفعت المقدم.
    Cehennem ve burası benim olsaydı Burayı yıkar ve cehennemde yaşardım. Open Subtitles يجب ألا تشرق الشمس علينا إذا أمتلكت هذا المكان و الجحيم
    Ardından Einstein çıkar ve der ki, uzay ve zaman eğilip bükülebilir -ki bu kütleçekimdir. TED أتى بعدها أينشتاين بقوله، حسن، المكان و الزمان يمكن لهما أن يتقعرا و ينحنيا، و هذا ما يولد الجاذبية.
    O yüzden yer ve zaman olarak müsait olduğunda ara. Open Subtitles لذا اتصل به عندما يكون بحوزتك المكان و الزمان
    Şimdi A gezegeni öğle vakti aynı yerde ve aynı zamanda. Open Subtitles و الكوكب الأول عند الظهيرة هو نفس المكان و نفس الزمان
    Diyebiliriz ki; solucandeliği zaman makinesi, zaman ve mekân denklemlerinin uyumlu bir sonucudur. Open Subtitles لذلك يمكننا القول أن آلة الزمن الدودية هي حل متوافق مع معادلات المكان و الزمان
    Bunu yaparsak planlarının yandığını anlarlar ve ne zaman, Nerede ve nasıl yapılacağını değiştirirler. Open Subtitles إن فعلنا ذلك ، سيعلم الروس أن خطتهم إحترقت و سيغيّرون المكان و الزمان و الطريقة
    Burayı ne kadar sevseler de, onu korumak için her şeyi yapabilecek olsalar da, istediklerinde gidebileceklerini bilmeleri gerek. Open Subtitles و بقدر ما يحبون هذا المكان و استعدادهم للدفاع عنه بأي شكل يحتاجون لمعرفة أن بإمكانهم الرحيل متى شاءوا
    Burayı gerçekten sevdim şarabı da, metni de öpücüğü de... Open Subtitles لقد أحببت هذا المكان و النبيذ و الدستور و القبلة
    Demek bu yüzden Burayı bırakıp gidemiyor. Open Subtitles لهذا لم يستطع ترك هذا المكان و بقيَ هنا فحسب
    Yani uzay ve zamanda bir teklik yaratmış olursunuz. Open Subtitles قد نولّد ثقباً فى المكان و الزمان ستولّد وحده هناك فى المكان و الزمان
    uzay ve zamanın yapısını püskürtür ve solucan deliğinin yerçekimi ile ezilmesini önler. Open Subtitles و تتنافر مع نسيج الزمان و المكان و تمنع الجاذبيّة من سحق ثُقب دودىّ
    uzay ve zamanın sürekli yer değiştirdiği yerler... Open Subtitles هل هم موجودين على مستوى بالغ الصغر حيث يتأرجح المكان و الزمان بشكل عنيف
    - Buluşmak için hazır olduğunda, parayı getireceğim... senin seçtigin bir yer ve zamanda. Open Subtitles إذا كنتَ على إستعدادٍ للقاء ..سأحضر النقود في المكان و الزمان الذي تختاره أنت
    Zaman, yer ve yöntemlerin hepsi burada. Open Subtitles الوقت و المكان و الطريقة، جميعها هنا
    O yüzden yer ve zaman olarak müsait olduğunda ara. Open Subtitles إتصل به عندما يكون لديك المكان و الزمان
    Ve tam burada, yaklaşık 10,000 yıl önce iki olağanüstü keşif, tarım ve şehircilik, gerçekleşti. Yaklaşık olarak aynı yerde ve aynı zamanda. TED و هنا قبل حوالي 10,000 سنة إختراعان رائعان الزراعة و التمدن , حدثا معاً في ذات المكان ,و في ذات الوقت.
    Bazı insanlar yanlış yerde ve yanlış zamanda doğar. Open Subtitles {\cH92FBFD\3cHFF0000}بعض النـاس ولدوا في المكان و الزمان الخـاطئ
    Eminmisin, "Bay doğru yerde ve zamanda." Open Subtitles -حسناً, يا سيد "المكان و الوقت الصحيح "
    - David, yer ve mekân. - Kapa çeneni hain. Open Subtitles ـ (ديفيد)، ليس المكان و الوقت المُناسب ـ أخرس، أيها الخائن
    Nerede ve ne zaman ifade edildiklerinde. Open Subtitles بل في المكان و التوقيت الذي تعمل فيه
    Nerede ve ne zaman olacağını sana mesaj atarım. Open Subtitles سأرسل لك المكان و الموعد

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus