| Gözlerimin içine bak ve bunun iş için olduğunu söyle. | Open Subtitles | انظر في عيني وقل لي أن هذا كل مافي الأمر |
| O yüzden, gözümün içine bak ve bana bunu yapabileceğini söyle. | Open Subtitles | لذا انظر في عيني وقل لي إنك قادر على القيام بذلك |
| Gözlerimin içine bak ve o buldozer olayıyla hiçbir alakan olmadığını söyle. | Open Subtitles | انظر في عينيّ وأخبرني أنك لا تعلم أيّ شيء عن تلك الجرافة |
| Aslında, bir daha gerçekten moral çöküntüye uğradığınızda, aynaya bakın ve kendinize bakıp, merhaba, burada bir yıldıza bakıyorum diyebilirsiniz. | TED | لذلك في المرة القادمة عندما تكون محبطاً انظر في المرآة و تستطيع القول لنفسك، مرحبا أنا أنظر إلى نجم هنا |
| Aynasız seninle konuşurken yüzüne bak ve bir şey söyleme.Ağzını açma. | Open Subtitles | عندما يتكلم الخنزير إليك انظر في عينيه ولا تقل شيء اقفله |
| Şimdi dik dur ve gözlerimin içine bak. Sağ elini kaldır.Yemin et: | Open Subtitles | إعتدل الآن، انظر في عيني وارفع يدّك اليمنى |
| - Ceketimi bulamıyorum! - Sepetin içine bak oğlum. | Open Subtitles | ـ لا أستطيع إيجاد معطفي ـ اذهب و انظر في السلة اللعينة |
| Ama gözümün içine bak ve yine de doğru olmadığını söyle. | Open Subtitles | و لكن انظر في عيني و قول لي بأنها ليست الحقيقة على كل حال |
| Eğer bu kadar eminsen, ortak o zaman gözlerimin içine bak ve ne gördüğünü söyle. | Open Subtitles | ان كنت واثقاً يا شريكي اذن انظر في عيني وقل لي .. من الذي تراه ؟ |
| Lütfen gözlerimin içine bak ve sen olmadığını söyle. | Open Subtitles | رجاء انظر في عيني وأخبرني انه لم يكن انت |
| Gözlerimin içine bak ve osurukların komik olmadığını söyle. | Open Subtitles | انظر في عيني وأخبرني بأن مزحة اطلاق الريح غير مضحكه |
| Gözlerinin içine bak ve bana onun için yapabileceğim bir şey olmadığını söyle. | Open Subtitles | انظر في عينيه... .. وتقول لي هناك شيء يمكنني القيام به بالنسبة له. |
| Gözlerimin içine bak ve senden üstün tuttuğum güce gör. | Open Subtitles | انظر في عينيّ وشاهد السلطان الذي أحمله عليك |
| Gözlerimin içine bak ve bana Yardımcı Direktör olmak istemediğini söyle. | Open Subtitles | انظر في عيني وتقول لي كنت لا تريد أن يكون نائب المدير. |
| Menüye bakın. Böyle seçkin bir restoranda bir sandviçe onun adını verdiler. | Open Subtitles | انظر في قائمة الطعام ، ضمن المقبلات لقد أسموا طبقاً تيمناً به |
| Gitmeye can atıyor Hiccup. Ona bir baksana. Peki ya asıl planımız nedir? | Open Subtitles | انها متشوقه للذهاب، هيكب انظر في وجهها اذن فما هي ، الخطة الفعلية؟ |
| Şuna bak. Delikte biri var. | Open Subtitles | انظر في هذا, ثقب في واحد |
| Paket bak ve söyle bana cinsiyeti erkek. | Open Subtitles | انظر في الاوراق وأخبرني أليس مكتوبا أن النوع : ذكر ؟ |
| Şu kadının gözlerinin içine bakıp ona Almanları sevmesini söyle. | Open Subtitles | انظر في عيناها يا سيدي وأخبرها بأن تُحب الألمان |
| Kendi icinize bakin, o sizden uzakta degil. | Open Subtitles | "انظر في أعماقك.. إنه ليس ببعيد عنك" |