Bu çocukla konuşmalısın. | Open Subtitles | الى اين تذهب؟ عليك ان تتحدث مع هذا الفتى |
Sanırım önce onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | الان اعتقد انه يجب عليك ان تتحدث اليها أولاً |
Bu konu hakkında menajerimle konuşmalısınız. | Open Subtitles | حَسناً يجب ان تتحدث عن ذلك مع وكيلي حول تلك النهايةِ |
Ayrıca, böylesi daha iyi. İki "İkon" kızın konuşması. | Open Subtitles | بالإضافة هذا أفضل ,ان تتحدث فتاتين مشهورتين معاً |
Senatörle konuşmanız gereken her şey beni de ilgilendirir. | Open Subtitles | اى شىء تريد ان تتحدث به الى السيناتور ، يشملنى |
Benimle sağdan soldan konuşmak mı istiyorsun. | Open Subtitles | تريد ان تتحدث معي عن امور ؟ لا اطيق الأنتظار اللعين هيا |
Biliyorsun, öz kardeşin hakkında cidden böyle konuşmamalısın. | Open Subtitles | اتعلم لايجب ان تتحدث عن اخيك بهذه الطريقة |
Peki, sen ne üzerine konuşmak istiyordun? | Open Subtitles | هكذا إذا ؟ ماذا كنت تريد ان تتحدث عنه |
Geceleri tiyatronun etrafında neler döndüğünü bilmek istiyorsan Al ile konuşmalısın. | Open Subtitles | هل تريد ان تعرف ما يحدث حول المسرح ليلا يجب ان تتحدث ل أل |
Bence birileriyle konuşmalısın. | Open Subtitles | هاى,اعتقد انه يجب عليكى ان تتحدث الى احدهما |
Eğer kiralamayı istiyorsan ofisle konuşmalısın. | Open Subtitles | مرحبا, هل تريد تأجير.. عليك ان تتحدث مع المكتب |
- Sanırım Amy ile konuşmalısın. | Open Subtitles | أظن انه يجب ان تتحدث مع أيمي بخصوص ذلك |
David, basınla hemen konuşmalısın. | Open Subtitles | -تراجع "ديفيد" ، يجب ان تتحدث الى الصحافه الان |
Burada tek başına değilsin. Bizimle konuşmalısın. | Open Subtitles | لست لوحدك هنا يجب ان تتحدث معنا |
Açıkçası hiçbirini ayıramam ama Dany ile konuşmalısınız. | Open Subtitles | بصدق, استطيع ان اميزهم عليك ان تتحدث الى داني |
İki yıl önceki ilk cinayetten önce tecavüze uğradığını bildirenlerle konuşmalısınız. | Open Subtitles | يجب ان تتحدث مع الضحايا اللاتي بلغن عن الاغتصاب قبل تلك جريمة القتل منذ سنتين |
Eğer iş meselesiyse benimle konuşmalısınız. | Open Subtitles | لو كان الامر يخص العمل, فيجب ان تتحدث معى |
Biz bir aileyiz ve ailelerin konuşması önemlidir ve duygularını içinde tutmak berbatlık hissini daha berbat bir hale getirir. | Open Subtitles | ان تتحدث الاسر، و كبت هذا سيجعل الامر هذا السقم، الشعور الحزين بالفظاعة اكثر تروعيا |
Eğer işinizi geri istiyorsanız benime konuşmanız gerekiyor. | Open Subtitles | اذا كنت تريد ان تعبر هذه الازمه يجب عليك ان تتحدث معي |
Hayır, hiçbir şeyi temizlemek zorunda değilsin ve asıl sarpa saranı konuşmak mı istiyorsun? | Open Subtitles | ،لا، ليس عليك عمل ذلك وهل تريد ان تتحدث عن القذارة؟ |
Böyle konuşmamalısın. | Open Subtitles | هذا لم يكن مفترضا ان تتحدث هكذا |
Sanırım konuşmak istiyordun. | Open Subtitles | لقد ظننت انك قلت انك تريد ان تتحدث نعم. |