| Şimdi yapmamız gereken zihnimizde bu iki resmi biraraya koymak-- işte böyle birşey. | TED | وماعلينا ان نفعله الآن هو ان ندمج هاتين الصورتين في مخيلتنا لتبدو هكذا |
| Bütün bilgiler yok edildi. Yapabileceğimiz başka bir şey yok. | Open Subtitles | كل المعلومات تدمر , لم يتبقي شيئ نستطيع ان نفعله |
| İşimi takip ettik ve yapamayacağımız hiçbir şey yok gibi görünüyordu. | TED | وتابعنا وظيفتي، وبدا لنا انه ليس هناك شيء لانستطيع ان نفعله |
| Neden eskiden eşimle birlikte yaptığımız gibi yapmadığımızı anlamıyorum. | Open Subtitles | لما لا نفعل ما تعودنا ان نفعله انا وزوجتي |
| Bunu yapmalıyız, ve bunu yapmak derin Amerikalı algısında sonuç veren uygulamacılıktır. | TED | و هذا ما يجب ان نفعله و لكي تفعل هذا يجب ان تكون براجماتي في هذا العمق, الحس الامريكي الوصول للنتائج |
| Bu da bizim de işimize gelir, Bartlett'a rahat eder. Tek yapacağımız şeyde savaşmak olur, böylece. | Open Subtitles | كده تبقى مشاكلنا انتهت و مشاكل بارتليت انتهت كل ما علينا ان نفعله هو نخوض الحرب |
| Bundan daha uygun ve münasip ne yapabiliriz ki? | Open Subtitles | ماذا يتعين علينا ان نفعله ، فى رايك ، الصحيح والمناسب ؟ |
| Bir kalem, kağıt ve hayal gücümüzle neler yapabileceğimizi unutmamalıyız. | Open Subtitles | يجب ان لا ننسى , مانستطيع ان نفعله بالقلم و قطعة من الورق مع تخيلاتنا |
| yapmamız gereken şey, daha azla daha fazla şey yapmayı öğrenmek. | TED | ما يجب ان نفعله هو ان نتعلم ان نفعل الكثير بالقليل |
| yapmamız gereken bunu tersine çevirmek. | TED | و الذي نريد ان نفعله هو ان نعكس ذلك تماما. |
| yapmamız gereken ilk şey, şu ayak altındakilerden kurtulmak. | Open Subtitles | اول شيء يجب ان نفعله هو ان نتخلص من هذه الحثالة |
| Şu an bunun üzerinde durmaktan başka Yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيئ يمكننا ان نفعله سوى أن نراقب الأمر الى الآن |
| Ama Yapabileceğimiz şey yola devam etmek. Onun isteyeceği şey de budur. | Open Subtitles | لكننا يمكنا ان نستمر و نكون اقوياء هذا ما كانت تريدنا ان نفعله |
| Onun için Yapabileceğimiz birşey olmalı. | Open Subtitles | لابد ان هناك شيئا من الممكن ان نفعله من اجلها بحق السماء |
| Bizim yaptığımız birşey mi? | Open Subtitles | اذا , ماذا ؟ لذلك ربما هناك شئ علينا ان نفعله ؟ |
| Sence onu ne yapmalıyız? | Open Subtitles | ماذا تظن انه من المفترض ان نفعله مع ذلك ؟ |
| Tek yapacağımız, elimizden geldiğince bela çıkarmak. | Open Subtitles | كل ما يجب ان نفعله هو عمل مشاكل بقدر استطاعتنا |
| Bunu nazikçe yapabiliriz. Yavaş, yavaş ilerleriz. | Open Subtitles | يمكننا ان نفعل ذالك بلطف ويمكننا ان نفعله ببطئ |
| Beraber çalıştığımız zaman yapamayacağımız hiçbirşey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شىء لا نستطيع ان نفعله اذا عملنا معا |
| Twitter'ı kullanmadığım zamanlarda internette hikayeler anlatmayı denedim, yeni dijital araçlarla neler yapabileceğimizi denedim. | TED | خلال وقت فراغي بعيدا عن توتر أقوم بتجارب بسيطة برواية القصص اون لاين , أقوم بتجارب عن ما نستطيع ان نفعله بالتكنولوجيا الجديدة |