| Rajiv, şikâyet hattını kimin aramış olabileceğine dair bir fikrin var mı? | Open Subtitles | راجيف , هل لديك فكرة عن من الذي أتصل بالخط الساخن ؟ |
| Evet, ama Watt Isabel'in intihar hattını bir çok aradığını söyledi | Open Subtitles | أجل لكن وات قال أن إيزابيل كانت تداوم على الإتصال بالخط الساخن |
| çizgiye bağlanmanın örneklerinden bir tanesi de bu. | Open Subtitles | هذه أيضاً مثال على أن تكون مولعاً بالخط. |
| Çocuğun hayatta kalmasının zaman çizgisine oluşturacağı etkiden bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | ولا داعي لذكر ما قد تحدثه نجاة هذا الفتى بالخط الزمني |
| Bu 1.2 metre iniyor. Alttaki ana hatta bağlanıyor. | Open Subtitles | هذا عمقه 4 أقدام يتصل بالخط الرئيسي بالأسفل |
| Beton duvarlar. Evin ana hattına bağlı olmayan, gizli bir telefon hattı. | Open Subtitles | جدران من الخرسانة وخط تليفون تحت الأرض ليس موصلا بالخط الرئيسي للمنزل |
| 8. hattın koridorunda. | Open Subtitles | الممر بالخط 8. |
| Hatlarda bir problem var. | Open Subtitles | لا أعرف. ما الذي يحدث بالخط. |
| Artık çok geç, belki psikopat polis acil yardım hattını arayabilirler. | Open Subtitles | -الوقت متأخر جداً لذلك مالم تريد الإتصال بالخط الساخن للأصدقاء الروحيين |
| Patronunuz size hiç şikâyet hattını aramak zorunda kalacağınız kadar kötü davrandı mı? | Open Subtitles | أخبيرينا إذا كان رئيسك قد فعل لك شيئاً سئ و قمتي بالاتصال بالخط الساخن |
| Eğer bir şeye ihtiyacın varsa yardım hattını ara tamam mı? | Open Subtitles | اسمع، إن احتجت لأي شيء، اتصل بالخط الساخن |
| Bir şey fark ederseniz lütfen ihbar hattını arayın. | Open Subtitles | حسناً، إن لاحظت أيّ شيء فأرجو أن تتصل بالخط الساخن |
| FBI hattını arayarak bize istediğiniz zaman ulaşabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكم الوصول إلينا بأي وقت عن طريق الإتصال بالخط الساخن للمباحث الفيدرالية. |
| Ayağının ucunu çizgiye yerleştir. İşaretimi bekle. | Open Subtitles | إلتزم بالخط وانتظر حتى أعطيك الأشارة |
| çizgiye geçin beyler! | Open Subtitles | إلتزموا بالخط أيها السادة |
| Eğer zaman çizgisine bağlıysa, Edgewood yeni bir kurban bulmak üzere. | Open Subtitles | إن إلتزم بالخط الزمني نفسه فستكتشف جثة أخرى في (إدجوود) قريباً |
| Doktor'un zaman çizgisine en yakın yer burası. | Open Subtitles | هذا أقرب تقاطع لي بالخط الزمني للدكتور |
| Aşk bittiğinde, annem babam hatta değillerdi | Open Subtitles | اعتقد ان والداي لم يكونا بالخط عندما بدأ الحب ينهار |
| Bu genç kadının daha önce bu hattı arayıp aramadığını merak ediyorum. Bunu bana söyleyebilir misiniz? | Open Subtitles | كنت أتساءل إذا كانت قد اتصلت بالخط الساخن هنا؟ |
| 3. hattın yürüyen merdiveninde. | Open Subtitles | الممر بالخط 3 |
| Hayır, söylemek imkansız. Binanın ana hattına direkt bağlanmışlar. | Open Subtitles | لا, يستحيل أن نعرف لقد اتصلوا مباشرةً بالخط الرئيسى للمبنى |
| Hatlarda sorun var. | Open Subtitles | هناك مشكلة بالخط |
| -- Benim cevabım da Art Nouveau veya deco veya Victorian yazı tipi veya tamamen Helvetica'yla alakasız şeyler oldu. | TED | وما أعجبني كان الخط الطباعي آرت نوفو أو ديكو أو الفكتوري أو الأشياء التي لم تكن مصممة بالكامل بالخط هيلفيتيكا |