|     Uzun zaman önce bir anlaşma yaptık. Ama ben üstüme düşeni yapamayınca anlaşmanın bedelini bu şekilde tahsil etti.     | Open Subtitles |      عقدنا اتّفاقاً قبل زمن وعندما عجزت عن الإيفاء بجزئي حرص على أنْ أدفع الثمن     | 
|     Annesi bizi geri getirdi, çünkü oradayken beraber kalmamızı istiyordu, ben de üstüme düşeni yapabileceğimi sanmıyordum.     | Open Subtitles |      والدتها أعادتنا معًا مُجدّدًا لأنّها أرادتنا أن نكون عند بعضنا الآخر، ولا أشعر أنّني أوفيت بجزئي من الصفقة.     | 
|     Üzerime düşeni yaptım ve şimdi bana bazı cevaplar borçlusun.     | Open Subtitles |      أوفيت بجزئي من الإتفاق ، والآن أنت تدين لي ببعض الإجابات     | 
|     Ben sözümü tuttum, o tutmadı.     | Open Subtitles |      أنا قدّمت لها عرضا، قبلته. قمت بجزئي من الصفقة، هي لم تفعل.     | 
|     Ve ben tam olarak sözümü tutmak için hazırım.     | Open Subtitles |      وأنا أرغب بالالتزام بجزئي إلى نهاية الصفقة     | 
|     Anlaşmanın bana düşen parçasını yaptım şimdi sıra sende.     | Open Subtitles |      ما قمت به هو الوفاء بجزئي من الاتفاق وأتوقع منك أن تفعلي الشيء نفسه     | 
|     Şükürler olsun ki ellerinde video vardı ve demokrasimizi biraz daha eşit kılmak için üstüme düşeni yapabildim.     | Open Subtitles |      حمدًا للربّ أنهم كانوا يملكون فيلمًا وحمدًا للربّ أني استطعت القيام بجزئي لجعل ديمقراطيتنا أكثر مساواة قليلًا     | 
|     Anlaşmamız vardı, üzerime düşeni yaptım.     | Open Subtitles |      كان بيننا اتفاق, وأنا أوفيت بجزئي     | 
|     Üzerime düşeni yapmak için bir yerlerimi yırttım ben.     | Open Subtitles |      هذه تفاهة! كنت أعمل جاهداً لألتزم بجزئي من الاتفاق     | 
|     Sen üstüne düşeni yaparsan, ben de yaparım ve Glen Orchy'den önce ölmezsin.     | Open Subtitles |      حسناً، سأقوم بجزئي إن قمت أنت بذلك، و لن تموت قبل وصولك جسر (غلينوركي).     | 
|     Ben üstüme düşeni yaptım.     | Open Subtitles |      التزمت بجزئي من الصفقة     | 
|     Ben üzerime düşeni yaptım.     | Open Subtitles |      وقد أوفيتُ بجزئي من الإتفاق     | 
|     Ben üzerime düşeni yaptım, vermek zorunda olmadığım halde Jill Miller'a dokunulmazlık verdiğimden bahsetmiyorum bile.     | Open Subtitles |      التزمت بجزئي من الاتفاق ناهيك عن إعطائي الحصانة لـ(جيل ميلر) ولم يكن عليّ ذلك     | 
|     Defteri verdim. Ben kendi sözümü tuttum.     | Open Subtitles |      لقد أعطيتك القائمة لقد وفيت بجزئي من الإتفاق     | 
|     Ben sözümü tuttum. - 30 günü tamamladım.     | Open Subtitles |      التزمت بجزئي من الاتفاق قضيت الـ30 يوماً     | 
|     Ben sözümü tuttum.     | Open Subtitles |      لقد إلتزمت بجزئي من الصفقة     | 
|     Pekala, Stephen, al bakalım. Kendi payıma düşen sorumluluğu kabul ediyorum.     | Open Subtitles |      حسناً، يا (ستيفن)، ها هنا الأمر، سأعترف بجزئي في كلّ هذا.     | 
|     Böylece anlaşmanın üzerime düşen kısmını yerine getirmiş bulunuyorum. Güle güle.     | Open Subtitles |      و بهذا أفي بجزئي مِن الصفقة وداعاً     |