"بحاجته" - Traduction Arabe en Turc

    • ihtiyacım
        
    • ihtiyacın
        
    • ihtiyacımız
        
    • ihtiyacı
        
    • ihtiyacınız
        
    • Lazım
        
    Bak, bir kere olsun... ihtiyacım olan bir şey yap bana. Open Subtitles ... إسمعني , لمرّة واحدة . فقط أعطني شيئاً أنا بحاجته
    Müzik Amanda'ya yardımcı oluyorsa belki benim ihtiyacım olan da buydu gördüğüm imgelemleri daha iyi anlayabilmek için. Open Subtitles لو أن الموسيقى ساعدت أماندا ربما ذلك ماكنت بحاجته لأزالة الارتباك وفهم أفضل
    Söylediğine göre sevgilin varmış ve artık ona ihtiyacın yokmuş. Open Subtitles قال بأنك تملك صديقة و أنك لست بحاجته بعد الأن
    Zaten ihtiyacın olmayacağını, ona açılacağını sanıyordum. Open Subtitles اعتقد بانك لم تعد بحاجته لانك ستخبرها عن شعورك حيالها
    Tüm ihtiyacımız olan; bu adam için önemli bir konu. Open Subtitles حسنا، كل ما نحن بحاجته هي أشياء مهمة لهذا الشخص
    Asıl ihtiyacı olan bu siktiri boktan şehirden defolup gitmek. Open Subtitles ما هو بحاجته هو الخروج من هذه المدينة اللعينة النتنة
    İki "luk" içeren planım için ona ihtiyacım var. Open Subtitles أنا بحاجته من أجل خطتي, التي تتضمن الاثنان.
    Onu sevdiğim için yanındayım, ihtiyacım olduğu için değil. Open Subtitles أنا بجانبه لانني أحبه أنا لست معه لأنني بحاجته
    Her hafta yeni bir altılık paket. İhtiyacım olsa da olmasa da. Open Subtitles صندوق جديد كل أسبوع, سواءاً كنت بحاجته أم لا
    İhtiyacım olmadığı halde kemoterapiye girdim, harcadığım onca paradan bahsetmiyorum bile. Open Subtitles بينما لم أكن بحاجته ناهيكعنالذكرأنّيصرفت جميع أمواليّ.
    Hala ihtiyacım olan tıbbı tedaviyi ödemeye çalışmamdan bahsediyorum. Open Subtitles بل أقصد القدرة على سداد ثمن العلاج الذي لا زلت بحاجته
    Hayır, fakat denemeliydim. O paraya benim onlardan daha çok ihtiyacım var. Open Subtitles كلّا، لكنّي كنت أحاول، لأنّهم ليسوا بحاجته مثلما أحتاجه.
    Genellikle sadece silahına ve keskin zekâna ihtiyacın olurdu. Open Subtitles عادة كل ما تقول أنك بحاجته هو مسدسك ودهاؤك
    Endişelenmene gerek yok, ihtiyacın olan her şeye sahip olmanı sağlayacağım. Open Subtitles لاتقلق، سأتيقن من ذلك أنّه بحوزتكم كلّ شئ أنتم بحاجته
    LSAT'ler yaklaşıyor, ihtiyacın olur diye düşündüm. Open Subtitles واعلم بان اختبارات القبول قادمه لذلك ظننت بانك قد تكوني بحاجته
    - Hayır, kabul edemem. Ona ne için ihtiyacın vardıysa muhakkak ki hala var. Open Subtitles لا أستطيع قبوله، فحتماً ما تزالين بحاجته لفعل ما كنتِ تنوين فعله
    İhtiyacımız olan şey, aşırı yüklendiğimiz bazı iletişimlerle baş etmemize yardımcı olacak başka teknolojiler elde etmek. TED ما نحن بحاجته الآن هو تقنيّاتٌ جديدة لمساعدتنا في التّعامل مع ما نعانيه من إفراط التواصل.
    Orada yurtta kalıyorum ve buna ihtiyacımız var. Open Subtitles أقطن مع جماعة في منزل واحد . ونحن بحاجته
    Belki de ihtiyacımız olan budur. Open Subtitles أمي,فهمت,ولكن تعلمين,ربما هذا مانحن بحاجته
    Üniversite laboratuvarlarından dünyaya çıkarmaya çalıştığımız ve ihtiyacı olanlarla paylaşmak istediğimiz bir tedavi. TED علاج نعمل عليه بنشاط لإطلاقه من مختبرات الجامعة إلى كل العالم ونشاركه مع كل شخص بحاجته.
    Yemek yemeye olan ihtiyacı ve çeşitli eğlenceler sayesinde dikkatini çekmeye çalışıyordum. Open Subtitles إني أحاول الحفاظ على انتباهه بعدد من التسالي المرتبطة بحاجته للطعام
    İnanmayabilirsiniz ama, bence hayalet ona ihtiyacınız olduğunu düşündüğü için bu dünyada kalmış. Open Subtitles سواءً صدقتِ أو لا، أظن هذا الشبح باق هنا لأنه يعتقد أنّك ما زلت بحاجته
    Bana Lazım olan tek şey tuş takımına erişmekti. Open Subtitles كل ما كنت بحاجته هو الوصول إلى لوحة المفاتيح فحسب

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus