| Hepsi aynı zamanda, 50'lerin ortasında, ayrılmaya başlıyorlar. 2. Dünya Savaşı'ndan 10 yıl sonra. Çok açıkça görülüyor ki insanoğlunun girişimindeki büyük artış 50'lerin ortasında başlamış. | TED | في الوقت ذاته، نجدها تنحنى في منتصف الخمسينيات، بعد الحرب العالمية الثانية بعشرة أعوام، لتُظهر بوضوح أنّ التصاعد الهائل في الطموح البشري بدأ في منتصف الخمسينات. |
| Evet. Muhtemelen banyodan başlamış ve oradan yayılmış. | Open Subtitles | أجل , إنه بدأ في الحمام على الأرجح و انتشر من هناك |
| -Sanırım hepsi Jr. High'da başladı. | Open Subtitles | أظن أن الأمر بدأ في المرحلة الدراسية المتوسطة |
| - Aslında konuşmaya da başladı. | Open Subtitles | في الواقع ، لقد بدأ في التحدث إلينا بالفعل |
| Ama önce, neden bu kadar cahiliz ona bir bakalım. Hepsi burada başlıyor. | TED | لكن أولاً، لنرى لماذا نحن هكذا جاهلون، وكل شيء بدأ في هذا المكان. |
| Son bir saattir hareket etmeye başladı. Sözlü uyarılara tepki veriyor. | Open Subtitles | في الساعة الأخيرة , بدأ في التحرّك و يستجيب للمؤثّرات اللفظية |
| Benim için bu bağımlılık yaklaşık yedi yıl önce Paris'te başladı. | Open Subtitles | بالنسبة لي , كل ذلك بدأ في باريس قبل سبع سنوات مضت |
| Bu adam hakaret yağdırmaya başlamış. | Open Subtitles | طبقا لرجل التلفاز.. هذا بدأ في التفوه بالكلام |
| Bu adam hakaret yağdırmaya başlamış. | Open Subtitles | طبقا لرجل التلفاز.. هذا بدأ في التفوه بالكلام |
| Kan basıncı düşmeye başlamış, ...ve ölmüş. | Open Subtitles | ضغط دمها بدأ في الارتفاع ، و، أم ، انها انزلقت بعيدا. |
| Kafesin arka tarafından başlamış ve bu dikenli tellere kadar gelmiş. | Open Subtitles | بدأ في الخلف وشق طريقه بين الأسلاك الحادة بسرعة كبيرة هذا مرعب،كان يحاول الخروج حتى مات |
| San Francisco'da başladı, değil mi? | Open Subtitles | بدأ في سان فرانسيسكو، أليس كذلك؟ |
| Tarih, 4 Temmuz 1776'da* başladı. | Open Subtitles | التاريخ بدأ في الرابع من يوليو عام 1776 |
| Her şey Fransa'da başladı, ama birkaç yıl içinde tüm dünyaya yayıldı. | Open Subtitles | مع أن الأمر بدأ في (فرنسا) بعد بضعة أعوام باتت حركة عالمية |
| Arizona'da başladı, sonra New Jersey, California evler yanıp duruyor. | Open Subtitles | لقد بدأ في (أريزونا) , ثم (نيو جيرسي) و (كاليفورنيا) بيوت أُحرقت تماماً |
| Baban gider gitmez suratıma bağırmaya başlıyor. Tabaktaki yemekleri fırlatıyor. Neden? | Open Subtitles | ما إن غادر والدك حتى بدأ في رمي الطعام على وجهي |
| Ayı o kadar rahat ki onların yanında avlanmaya bile başlıyor. | Open Subtitles | الدبُ مرتاحٌ جداً حتّى أنه بدأ في الصيد إلى جوارهم تماماً |
| demiş. ve ardından haberleri kategorilere göre gruplamaya başlıyor. ardından bu geliştirdiği aracı kullanmaya başlıyor, ve ardından arkadaşları da... | TED | وبدأ التجميع على حسب الفئة، وبعدها بدأ في إستخدامها، وبعدها بدأ أصدقائه بإستخدامها. |
| Çok da sinir bozucu olmadığımı fark etmeye başladı. Ben de daha açığım şimdi. | Open Subtitles | بدأ في إدراك اني لست دائماً غاضبة، واني الان اكثر هدوءً معه |
| Sonra biraz hareket etmeye başladı. | Open Subtitles | ثم بدأ في التملص قليلاً لتأكيد وضعه |
| Benim için her şey 1944'te başladı. | Open Subtitles | بالنسبه إلي , كلُ شئ بدأ في عام 1944م |
| Sonra şaşırtıcı derecede sakin bir sesle en sevdikleri ninniyi söylemeye başladı. | TED | وبعدها بصوت هادئ جدّا، بدأ في غناء مقطوعتهم المفضلة. |
| yalnız ve ümitsizlerle telefonda konuşmaya başladı. | Open Subtitles | بدأ في تلقي المكالمات من الوحيد و اليائس |