| Paran olmamasına rağmen, evi vermemi mi istiyorsun? | Open Subtitles | أنت تَطْلبُى مِنْي إعْطائك بيتَ مع أنك لَيْسَ لَديكَ مالُ؟ |
| - Delta evi adına Robert Hoover konuşacak. | Open Subtitles | "روبرت هووفر" سَيَتكلّمُ للدفاع عن بيتَ "دلتا" |
| Al'ın Paraguay Krep evi'ni gördük. | Open Subtitles | رَأينَا بيتَ فطيرةِ الباركواييِ |
| Şu et yiyen böcek hakkındaki yazıdan beri annesinin evini terketmedi. | Open Subtitles | قَرأَ عن ذلك بقِّ أكل اللحمِ ومَا تَركَ بيتَ أُمِّه منذ. |
| evini hatırlayamıyormuş. | Open Subtitles | القذر والمُجَفَّف، وهو لا يَستطيعُ أَنْ يَتذكّرَ أَيّ بيتَ كَانَ له. |
| Neredeyse Kayık evi elden gidiyordu. | Open Subtitles | وكادوا ان يخسروا بيتَ القواربِ تقريباً |
| Ama babamın evi bu yönde. | Open Subtitles | لكن بيتَ أبي هذا الطريقِ. |
| Burası Marc Cherry'nin evi değil. | Open Subtitles | هذا لَيسَ بيتَ كرزِ مارك. |
| Burası cenaze evi gibi. | Open Subtitles | هذا مثل بيتَ جنائزي. |
| Çimlerin üzerindeki çirkin yel değirmenini görmemezlikten gelemeyip hayatta, yaşlı bir bayan evi almam demiştin. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}لم تستطع رؤية ما وراء الطاحونة الهوائيّة القبيحة و قلتَ أنّكَ لن تشتري بيتَ سيّدةٍ عجوز. |
| Hiç bir cenaze evi onu kabul etmedi. | Open Subtitles | لا بيتَ جنائزيَ يَأْخذُه حتى. |
| Arkadaşımın evini mahvettin, kendi partini terk ettin. | Open Subtitles | حطّمتَ بيتَ صديقِي وأنت تَركتَ حفلتك |
| Ailemin Virginia'daki evini sattım. | Open Subtitles | بعتُ بيتَ والديَ في "فيرجينيا" لأحصل عليه |
| Sahil evini bana miras mı bırakıyorsun? | Open Subtitles | أنت تقدم ليّ بيتَ الشاطئَ |
| Lara ve Marty'nin evini aradınız. | Open Subtitles | وصلتُ بيتَ "لارا" و "مارتي" |