| Millet, bunu konuşmuştuk ama. Oyunculuk, kendini vermeyi gerektirir. Hareket ve tepki. | Open Subtitles | أيها القوم , لقد تحدثنا عن هذا التمثيل ينبع من رد الفعل |
| Sana artık komedi filmi çekmek istemediğimi söylemiştim. Komik hissetmiyorum bunu konuşmuştuk. | Open Subtitles | أخبرتك أنني لا أمثل أفلام مضحكة بعد الآن لقد تحدثنا عن الأمر |
| Ve bir seferde efsaneden kurtulursunuz, aslında konuştuğumuz bu hakikatleri takdir etmeye başlayabilirsiniz. | TED | وبمجرد التخلص من الخرافة، يمكنك البدء فعليا بتقدير هذه الحقائق التي تحدثنا عنها. |
| Kabul töreni iki gün içinde ve son konuştuğumuzda dakikalar sayıyordu. | Open Subtitles | القبول سيكون خلال يومين واخر مرة تحدثنا بها كانت تعد الدقائق |
| Yok bir şey, toplantıya gidiyorum, o kadar. Bak, daha sonra konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | لاشئ, أنا فقط في طريقي إلى إجتماع إسمع, هلا تحدثنا في وقت لاحق؟ |
| Ama bunu konuşmuştuk ve sen diğer ortaklar gibi davranılmamam gerektiğini söylemiştin bu yüzden buraya gelip benden gerçekleri saklama. | Open Subtitles | ولكننا تحدثنا في هذا الأمر وقلتِ: لا يجب معاملتي على أنني أي شريك لذا لا تأتين إلي وتخفين الأمر عني |
| İnsanın kültürel çeşitliliğinin yok oluşu hakkında konuşmuştuk, ve bunun oluşunu kendi gözlerimle gördüm. | TED | لقد تحدثنا مسبقا عن فقدان تنوع الثقافة البشرية، ولقد رأيتها تحدث بأم عيني. |
| Hayır ama birbirimizi tanırız. Daha önce de orada akşamleyin konuşmuştuk. | Open Subtitles | لا, ولكننا نعرف بعضنا, لقد تحدثنا سويا من قبل امس |
| Dean caddesindeki diğer tuhaf yerler hakkında konuşmuştuk. | Open Subtitles | تحدثنا ايضا عن بعض الأماكن القليلة فى شارع ديين |
| Siz ona yardım edecektiniz, bunun hakkında konuşmuştuk oysa. | Open Subtitles | من المفترض لك أن تساعده لقد تحدثنا عن المبلغ |
| Geçen hafta bir adamla konuşmuştuk. | Open Subtitles | ذلك الرجل الذي تحدثنا معه الأسبوع الماضي |
| Her şeyi bırakıp gitmekle ilgili konuştuğumuz zamanları hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكر حين تحدثنا عن الهرب من كل هذه الدوامة ؟ |
| Yeri gelmişken, Bayan Pucci hâlâ o konuştuğumuz güvenlik korumasını istiyor musun? | Open Subtitles | بالمناسبة سيدة بوتشي ما زلتي تحتاجين تلك المرافقة الامنية التي تحدثنا عنها |
| Eğer yapmak istiyorsan her şeyi, konuştuğumuz her şeyi göze alman gerek. | Open Subtitles | اذا أردت هذا معي ستكون قادر على فعل كل شيء تحدثنا عنه |
| Onunla konuştuğumuzda, kemoterapi görürken her ay infüzyonları için hastaneye gitmesi gerektiğini söyledi. | TED | وعندما تحدثنا إليها، قالت أنها عندما خضعت للعلاج الكيميائي، وجب عليها الذهاب للمستشفى كل شهر لأجل حقناتها. |
| Bamtelinize basmak istemem ama, herpes virüsü hakkında konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | لا أريد أن أضرب الوتر الحساس لكن هلاّ تحدثنا عن القوباء؟ |
| Bunu daha önce konuştuğumuzu biliyorum ama bu sefer farklı. | Open Subtitles | .أعلم إننا تحدثنا مُسبقاً حيال هذا .لكن الآن الوضع مُختلف |
| Londra'daki konuşmamızda, sanırım bana tam olarak dürüst davranmadınız. | Open Subtitles | لم تكن صادقاً معى تماماً عندما تحدثنا فى لندن |
| Daha bir kaç gün önce görüşmüştük. Alışverişe gitmeyi planlamıştık. | Open Subtitles | لقد رأيتها منذ بضعة أيام تحدثنا بشأن الذهاب لمركز التسوّق |
| Bu hafta bir dizayn ile ilgili bir şeyler konuşuyoruz ve duyuyoruz. | TED | تحدثنا وسمعنا بعضا عن التصميم هذا الاسبوع. |
| Düşük güçlü çifte açmaz meydana geldiğinde açıkça konuşmayız, gözden kaçarız, fakat açıkça konuşursak, cezalandırılırız. | TED | يحدث القيد المزدوج منخفض الطاقة عندما لا نتحدث فإننا لا نُلاحَظ، لكننا إذا تحدثنا نُعاقب. |
| Tabii, neredeyse sohbet ettiğimiz herkes depresyonda, anksiyetesi, intihar düşünceleri olan ya da intihar etmiş birini tanıyordu. | TED | طبعًا، جميع من تحدثنا معهم عرفوا شخصًا يعاني من الاكتئاب أو القلق أو تراوده أفكار انتحارية أو منتحر. |
| Evet, korku duyduğumu ve tehdit edildiğimi, politika konuşurken beni sorgulayan kişiyle aramızda tansiyonun yükseldiğini açıkça hatırlıyordum. | TED | نعم، وأتذكر بوضوح شعور الخوف من التعرض للتهديد، والتوتر الناشئ بيني وبين المحقق عندما تحدثنا عن السياسة. |
| Gloaria ve ben biraz konuşsak, mahsuru olmaz herhalde. Bir şey içer misin ? | Open Subtitles | انت لن تمانع لو و انا تحدثنا هل تريد شراب ؟ |
| Çok uzun konuşursak nasıl başladığımı unuturum ve seni bir dahaki görüşümde bu konuşmayı unutmuş olurum. | Open Subtitles | إن تحدثنا كثيراً سأنسى كيف بدأت المحادثة و المرة القادمة التي أراك فيها لن أتذكر هذه المحادثة |
| İlaç finansmanı ve risk sermayesi konusunda uzman yüzlerce kişi ile görüştük | TED | تحدثنا إلى مئات الخبراء في مجال تمويل الأدوية ورأس المال الاستثماري. |
| Burada çalışan Polonyalılarla konuştuktan sonra tek kelimeyle akıl almaz bir şeyin yaşandığını anlamışlar. | Open Subtitles | عندها تيقنا بعد ان تحدثنا للبولنديين الذين يعملون في المحطة أن حدثا فضيعا حدث هنا |