| Sen öyle söylüyorsun ama ben öyle hissetmiyorum. Bunu hissetmiyorum. | Open Subtitles | أنتِ تقولين ذلك لكني لا أشعر به لا أشعر بذلك |
| Bunun tüm hiyerogliflerden önce bir dil olduğunu kanıtladığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تقولين أن هذا برهان على تواجد كتابة قبل الكتابة الهيروغليفية؟ |
| Bana büyük ve zengin diyorsun, ama hiç bir şeyim yok. | Open Subtitles | أنت تقولين أننى عظيم و ثرى و لكنى لا أملك شيئا |
| Hayır, böyle diyorsun ama böyle şeylerin ortasında kalmak... çok çirkin olabilir. | Open Subtitles | تقولين هذا, لكن التدخل في وسط هذه الأمور يمكن أن يُصبِح قبيحاً. |
| Yalan söylemiyorum. Önce " uyuşturucu kullanmadım " dedin ama sonra " kullandım " oldu. | Open Subtitles | في الأول،قلت بأنك لم تتعاطي المخدرات و الآن تقولين أنك فعلت |
| Kızı inceleme fırsatım olsa evet. Ama annesinin kabul etmediğini söyledin. | Open Subtitles | ربّما لو استطعت أن أفحصها، لكنّكِ تقولين أنّ والدتها رفضت ذلك. |
| Sanki bunu yapmaya en ufak yetenegi varmis gibi söylüyorsun. | Open Subtitles | أنت تقولين هذا و كأنه شيء هي قادرة على فعله |
| Anlıyorum. Oh... bence anladığını söylüyorsun ama anlamıyorsun, tam olarak değil. | Open Subtitles | أنت تقولين بأنك تتفهمين الأمر و لكنك لست كذلك, ليس تماماً |
| Bana büyümek zorunda olduğumu söylüyorsun ama hâlâ çocukmuşum gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | تقولين لي دوماً إن علي أن أنضج لكنك تعاملينني كطفلة رضيعة |
| Ben bir 4400 olduğum için, yaptığının yanlış olmadığını söylüyorsun. | Open Subtitles | انتى تقولين بسبب انى من ال4400 لايهم ما فعلتيه بى |
| Şimdi böyle diyorsun ama ya sonra, arkadaşlarının yumurtası olunca ? | Open Subtitles | لا اريد بيضه لاكون سعيده تقولين ذلك الان, ماذا سيحدث لاحقاً؟ |
| Yaşlı, evli bir bayan olduğumu hissetmemem için böyle diyorsun. | Open Subtitles | إنكٍ تقولين ذلك لكي لا أحس بإنني سيدة عجوز متزوجة |
| Ve diyorsun ki; bu tür kızlar geceleri içmeye gider, öyle mi? | Open Subtitles | وأنتِ تقولين أنكِ ذلك النوع من الفتيات اللاتى يشربن فى الليل ؟ |
| Baca temizleyicisinin önünde, niye ona geri zekalı dedin? | Open Subtitles | لماذا تقولين عليه رأس الدبوس أمام قمامة المدخنة ؟ |
| Bana sadece, kanyona gitme sebebinin babanı sevmen olduğunu söyledin. | Open Subtitles | مازالت تقولين انك ذهبت للوادى فقط لأنك تحبين والدك |
| Hayalimi gerçekleştirmeme bu kadar az kalmışken nasıl dersin bunu? | Open Subtitles | كيف تقولين هذا و انت تعلمين انني اوشكت على الرحيل |
| Yani siz bilinçaltında en iyi arkadaşını öldürmek istediğini mi söylüyorsunuz? | Open Subtitles | ماذا تقولين ؟ أنها بلا وعي حاولت أن تصدم صديقها العزيزة |
| Aylak zencinin teki sizi pamuk ekmeye mi ikna etti Yani? | Open Subtitles | أأنتِ تقولين لي بأنكِ سمحتِ لمتشرد زنجي أن يقنعكِ بزراعة القطن؟ |
| Bişeyleri anlamadığımı söylediğin zaman kendimi bir pislik gibi hissediyorum. | Open Subtitles | ينتابني شعور سئ عندما تقولين لي أني لا أفهم الأشياء |
| Eh, peki, siz diyorsunuz patates... Buraya sizi yargılamaya gelmedik. | Open Subtitles | أجل، في الواقع أنتِ تقولين طماطم نحنُ ليس هنا لإنتقادكِ. |
| İnsanlara hep yarım ettiğini söylersin fakat sadece kendine yardım ediyorsun! | Open Subtitles | تقولين دائما أنك تريدين مساعدة الناس لكنك لا تساعدين إلا نفسك |
| Yani, demek istediğin benimle sevişmek isteyecek çünkü ben gay değilim? | Open Subtitles | اذا, انتي تقولين انه سيجعلني امارس الجنس معه لأنني لست شاذاً؟ |
| - Yanında durduğum adamı ara o zaman. dediğini hiçbir zaman yapmazsın ki. | Open Subtitles | أنت لا تفعلين أي شيء تقولين أنك سوف تفعلينه, متى سوف أتعلم ؟ |
| Bunu o siyah, delici gözleri için söylemiyorsun, öyle değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تقولين ذلك لخاطر عينيه الداكنة التي تخترق أليس كذلك؟ |
| Ya sana, elimizde senin bunu söylediğini gösteren bir kaset olduğunu söylesem,anne? | Open Subtitles | ماذا لو قلنا بأن لدينها تسجيلاً لكِ وأنت تقولين ذلك يا أمي؟ |