| Tüm yapman gereken önerdikleri gibi dikkatli bir şekilde soruları cevaplayıp ve bir göz kırparak, iç çamaşırı giymeyi unutmak olacak. | Open Subtitles | إسمعي، كل ما عليكِ هو الإجابة على الأسئلة بكل حرص وعلى قدر السؤال، ومن ثم أرمي غمزة وأنسي لبس السروال التحتاني. |
| Getirilecek gerekli şeyler ve onlara dikkatli bir şekilde odaklanmak için stratejik yatırımlar olmadı. | TED | ولكن لا يوجد استثمار استراتيجي لوضع كل الأشياء الضرورية معًا ليتم التركيز عليها بكل حرص. |
| Çok dikkatli ve profesyonelce paylaşmalarına rağmen onları hayatta tutan kuru et ve tuzlanmış balık stokları günler önce tükenmişti. | Open Subtitles | شقّوا طرقهم إلى مخازن اللحوم والسمك المحفوظ، ولم يجدوا شيئًا ذهبوا بكل حرص مسرعين |
| Ama polis ve eminiyetin, kendi kontrolü altında olduğundan emin oldu. | Open Subtitles | لكن حرص الشيوعييون على أن تكون الشرطة وقوات الأمن خاضعة لهم |
| Ama popülasyonumuz arttıkça insanlarının, karnı tok, sırtı pek oldukları için kime teşekkür edeceklerinden emin oldu. | Open Subtitles | ولكن بما ان عددنا يزداد حرص على ان يجعل الناس تعرف لمن تقدم الشكر لاجل وجباتهم الثلاث في اليوم وبطونهم المليئة |
| Aramayı o yapmamış ama yapan kişi Taylor'ın evinden yapılmış gibi göstermek istemiş. | Open Subtitles | لكن الإتصال ذلك تجري لم فعلها على حرص فعلها من تايلور " مبنى عند " |
| O geceden sonra,.. ...her sabah düzgün kahvaltı etmemi sağladı. | Open Subtitles | بعد تلك الليلة، حرص بأن أحظى بإفطار جيّد كلّ صباح. |
| Bu, herhangi bir muhbirle yaptığımız gibi dikkatli bir şekilde gezindiğimiz kaygan bir ahlaki yokuştur. | Open Subtitles | إنه مُنحدر أخلاقي زلق تعاملنا معه بكل حرص كما نفعل مع كل مُخبر سري |
| Merak etme. Yavaş ve dikkatli bir şekilde yapılanıyoruz. | Open Subtitles | لا تقلق الآن سنبنى بهدوء و حرص |
| Bundan sonra da çok daha dikkatli mi olacaksınız yani? | Open Subtitles | و ستكونوا أكثر حرص بالمستقبل، صح؟ |
| Daha fazla dikkatli olman gerek. | Open Subtitles | يجب ان تكونى اكثر حرص |
| Bugün çok dikkatli olalım. | Open Subtitles | إستمعوا لمشهد اليوم بكل حرص |
| - Genelde çok dikkatli bir sürücüdür. | Open Subtitles | في العادة هو يقود بـ حرص |
| Sessizce ve dikkatli yapın ama. | Open Subtitles | فقط قم به بصمت و حرص. |
| - dikkatli ol duydun mu? | Open Subtitles | - كن حرص ، أتسمعنى ؟ |
| Ödevlerimi falan bitirdiğimden emin oldu. | Open Subtitles | حرص على قيامي بواجباتي المدرسية وكلّ شيء. |
| Yani, bana hep sahip çıktı, anladın mı okula falan gittiğimden emin oldu hep. | Open Subtitles | من الجيد أنه كان دائماً يخاف علي، لقد حرص على أن أذهب إلى المدرسة وكل ذلك. |
| Francisco her zaman mutlu olduğumdan emin oldu. | Open Subtitles | لطالما حرص فرانسكو ان اكون سعيدا |
| Söylenecek bir şey olmayacağına emin oldu. | Open Subtitles | حرص على عدم بقاء شيء أخبرك به. |
| Aramayı o yapmamış ama yapan kişi Taylor'ın evinden yapılmış gibi göstermek istemiş. | Open Subtitles | لم تجري ذلك الإتصال لكن من فعلها حرص على فعلها عندمبنى"تايلور" |
| Yaşamamı sağladı. Belki de o kadar aptal değildir. | Open Subtitles | لقد حرص على أن أبقى حياً، لذا فربما هو ليس مغفلا لتلك الدرجة. |