| Filistin ve İsrail hakkında Ortadoğu'dan gelen daha büyük Bir konuşmamız da var. | TED | لقد حصلنا على محادثة أكبر حول إسرائيل وفلسطين يشع من منطقة الشرق الأوسط. |
| Onun dışında müthişti. Burada işler nasıl? Heyecan verici Bir şey var mı? | Open Subtitles | ما عدا ذلك، لقد كان رائع الذي حصلنا عليه، أي شيء يثير هنا؟ |
| Bu sabah 12 görevimiz var. Able Seaman veya daha iyisi. | Open Subtitles | لقد حصلنا على 12 موقع هذا الصباح ملاح ماهر أو الأفضل |
| Yatırımcılar bulduk işi kurmak ve kadınları eğitmek için çok zaman harcadık. | TED | حصلنا على مستثمرين، وأمضينا الكثير من الوقت في بناء العمل وتدريب النساء. |
| Captain, Bir şey yakaladık. Bir kutu gazla yakılan araba? | Open Subtitles | أيّها النقيب، حصلنا على نتيجة، علبة البنزين قرب سيارة محترقة؟ |
| Birinin gürültü çıkararak evlerin etrafında gezdiğine dair ihbar var. | Open Subtitles | حصلنا على التقرير لتسنّط شخص ما حول الحيّ يجعل ضوضاءا. |
| Minibüs çalmak istiyorsan, sana yardım ederim aşkım ama zaten Bir motorsikletimiz var. | Open Subtitles | أتريدين أن تسرقي الشاحنة فأنا معكِ يا حبيبتي ولكننا حصلنا علي دراجة بخارية |
| Zack ile hemfikirim. Testis kılına dair görsel Bir eşleşmemiz var. | Open Subtitles | تعاونت مع زاك و حصلنا على تطابق مرئي مع شعرة العانة |
| - Neler var? Sokağın karşısında boşaltılmış Bir lokantada dört rehine var. | Open Subtitles | حصلنا على اربعة رهائن في امطعم مهجور على الجانب الآخر من الشارع. |
| Sizi ilgilendiren haberlerim var. Sizin davanızla ilgili bilgiler var. | Open Subtitles | لديّ بعض الأنباء الجيّدة لك حصلنا على تغيّر في قضيّتك |
| Diğerlerini araştırarak yanında kimlerin olabileceğini bulmaya çalışıyoruz ama elimizde bu var. | Open Subtitles | نقوم بتعقب آخرين من المحتمل أنهم كانوا معه، لكننا حصلنا على هذا. |
| İlk, kanı boşaltılıp göz kapakları kesilen cesede ait Bir kimliğimiz var. | Open Subtitles | لقد حصلنا على هوية للتو على أول جثة بدون دماء و جفون |
| Biz içmiyoruz ama senin için güzel Bir Chardonnay'imiz var. | Open Subtitles | نحن لا تشرب، ولكن حصلنا على شاردونيه لطيفة بالنسبة لك. |
| Sana harika Bir hemşire ve iki gün yetecek kırmızı jöle bulduk. | Open Subtitles | اسمع حصلنا على ممرضة رائعة .. العرض لمدة يومين من الهلال الأحمر |
| Mükemmel. Bir tarih bulduk. Peki o kahrolası bomba hangi cehennemde? | Open Subtitles | ممتاز, حصلنا على الميعاد الأن, أين هو موضع القنبلة اللعينة ؟ |
| Kâtip hakkında Bir şeyler bulduk. Frank Gephart hakkında duvara tosladık. | Open Subtitles | حصلنا على شيء على الموظف اننا لم نصيب في امر فرانك |
| Şimdi onları yakaladık. Odadan kaçmışlar. | Open Subtitles | والآن لقد حصلنا عليهم يا هورس لقد هربوا من الغرفة |
| Donanma dalgıçlarının Bay'de bulduğu torpido kalıntılarıyla ilgili FBI istihbaratı geldi. | Open Subtitles | حصلنا على تحليل المكتب الفيدرالي لشظايا غواصة البحرية الموجودة في الخليج |
| Bu basında yer alışımız, bizde artık kutlama zamanıdır, dedik. | TED | هذه كانت كل التغطية الصحفية التي حصلنا عليها. ووقتها قلنا، إنه الوقت للإحتفال. |
| O günden beri bize gelen her mektupla resim biraz daha netleşmeye başladı. | Open Subtitles | ومنذ ذلك الوقت ، كلما حصلنا على بريد آخر ، الصورة تتضح أكثر |
| Bu sonuçlar birkaç senelik çok sıkı çalışmanın ardından elde edildi. | TED | لقد حصلنا على هذه النتائج بعد عدة اسابيع من العمل المضني |
| Birkaç gün sonra küçük Bir adres defterinin içeriği elimize geçti. | Open Subtitles | بعد بضعة أيام حصلنا على نسخة عن دفتر عناوين أسود صغير, |
| 2 çocuğumuz oldu. Onun daha önceden 2 tane vardı. | Open Subtitles | لقد حصلنا على 2 مع بعض لقد كان لها سوابق |
| Buradaki şekil sadece matematiksel Bir çalışma sonucunda ortaya çıktı. | TED | حصلنا على هذا الشكل فقط من تمرين في الرياضيات البحتة. |
| Ama kameradan Bir görüntü elde ettik, üzerinde kıyafet varmış. | Open Subtitles | لكننا حصلنا على صورة من الكاميرا لقد كان يرتدي ملابس |
| Laboratuvarımıza gelen Bir konu bu. Ve bu da bizim tahminimiz. | TED | وهذا المتطوع أتى إلى مخبرنا، وهذا هو التنبؤ الذي حصلنا عليه. |
| Tüyü ayrıştırıp Bir petri kabına koyduğumuzda, Bir mavi hücre yığını elde ederiz. | TED | لذا عندما فصلنا الريش ووضعناه في طبق، حصلنا على كمية من الخلايا الزرقاء |
| Burada yaşama hakkını kazandık ve sevdiğimiz sürece, insanoğlu üstün gelecek. | Open Subtitles | لقد حصلنا على حق الحياة هنا وطالما يوجد حب، ستنتصر الإنسانية |
| Her türden fikir aldık. Evet, hayır ya da bilmiyorum. | TED | حصلنا على كل أنواع الآراء. نعم، لا أو لا أعرف. |