| Bu haftaki quiz'den 89 aldık. | Open Subtitles | حَصلنَا على 89 على إختبارِ هذا الإسبوعِ. نحن؟ |
| Yüzbaşı, peruk dükkanında çıkan yangınla ilgili ilk haberleri aldık. | Open Subtitles | القائد، حَصلنَا على prelim على تلك النارِ مِنْ مخرجِ الشَعرَ. |
| George Foreman dumansız mangal aldık. | Open Subtitles | حَصلنَا على جورج فورمان الشواية بلا دخان. |
| Tamam, silahı bulduk da, silahı taşıyanı nasıl bulacağız. | Open Subtitles | الموافقة. لذا حَصلنَا على البندقيةِ. كَيفَ نَحْصلُ على الرجل المُسلَّحِ؟ |
| Lastiği patlak terkedilmiş bir araba ve ayak izlerinin gittiği yönü bulduk. | Open Subtitles | حَصلنَا على سيارةِ متروكةِ، a إطار مستوي وآثار تَترأّسُ مِنْ ذلك الإتّجاهِ. |
| Sanırım aradığımız şeyi bulduk. | Open Subtitles | l يَعتقدُ بأنّنا حَصلنَا على ما إحتجنَا. شكراً لكم. |
| Hayır. Hayır onu Yakaladık. | Open Subtitles | لا، حَصلنَا على جيّدون كها نحن يُمْكِنُ أَنْ. |
| Rehinecilerden bir e-posta daha aldık. | Open Subtitles | حَصلنَا على البريد الإلكتروني الآخرِ مِنْ المختطفين. |
| Selam millet, simit ve kahve aldık. | Open Subtitles | يا، رجال. حَصلنَا على بعض الكعكِ والقهوةِ. |
| Güney Afrika'dan haber aldık az önce. | Open Subtitles | نحن فقط حَصلنَا على كلمةِ مِنْ جنوب أفريقيا. |
| Size duyduğumuz hayranlığımızı ifade etmek için Küçük bir hediye aldık ve efendim, biz... | Open Subtitles | في واقع الامر، حَصلنَا عليك... شيء صَغير مثير للشفقة هنا لإبْداء إعجابِنا... إحترامنا، سيدي، و |
| Balayımızda ben de bir tane alacaktım ama Maris kullanışlı değildir dedi ve onun yerine tınlak aldık. | Open Subtitles | إشتريتُ واحد مثل ذلك تقريباً على شهرِ عسلي. فقط، ماريس إعتقدتْ بأنّها كَانتْ غير عمليَ لذا حَصلنَا على تلك أجراس الأوركسترا بدلاً مِن ذلك. |
| Boyamız var, fırçamız var... boyacı adamın al dediği her şeyi aldık. | Open Subtitles | حَصلنَا على الطلاءِ، الفرش... تربس، وكُلّ المادة الأخرى التى قال رجل الطلاء أننا نحتاجها. |
| O zaman da sizin çağrınızı aldık, "Yaralı Memur". | Open Subtitles | ذلك عندما حَصلنَا على ندائِكَ، "ضابط أسفل." |
| Tanrım! Galiba onu bulduk. | Open Subtitles | أوه، السيد المسيح، لقد حَصلنَا عليه. |
| - Seni doktorun arabasını itmeye çalışırken bulduk ve ve adli tıp kafasına vurularak öldürüldüğünü söyledi. | Open Subtitles | حَصلنَا على اثارك تَسْحبُين جسمه إلى السيارةِ... الطب الشرعى وجد انه قَتلَ بضربه على الرأس |
| Adamımızı bulduk demektir. | Open Subtitles | حَصلنَا على رجلِنا ثمّ. أوه، هنا هي. |
| Çocuk pornosu; onu bulduk. | Open Subtitles | إذا هو دعارةُ طفلِ، حَصلنَا عليه. |
| Şuna bak. İzler bulduk. | Open Subtitles | الآن، أنظر إلى ذلك حَصلنَا على علامات |
| Galiba bir şey bulduk. | Open Subtitles | أعتقد حَصلنَا على الشيءِ. |
| Sanırım onu Yakaladık. | Open Subtitles | أعتقدُ أننا حَصلنَا على رجُلِنا |
| Bununla ve o fotoğrafla,onu Yakaladık. | Open Subtitles | بتلك وتلك الصورِ، حَصلنَا عليه. |