| 5 saat oldu bay çok bilmiş yine herşeyi mahvetti büyük projeymiş.. | Open Subtitles | انها الخامسة حتى الآن هو لابد أن يكون قد خرّب كلّ شيء هو لابد أن يكون قد اختطف كامل المشروع |
| Bunun üstüne küçük hafıza sorunun bizi mahvetti. | Open Subtitles | ومن ثم الخطأ الذي حدث لذاكرتك خرّب علينا الأمر. |
| Hayatımı mahveden adamı yakaladın, ama henüz her şeyi elimden alanı yakalayamadın. | Open Subtitles | حصلت على الرجل الذي خرّب حياتي لكن ليس الذي أخذ كل ما تركت |
| İki gün önce biri bütün teçhizatı sabote etti. Ana karayla olan bağlantımız kesildi. | Open Subtitles | لقد خرّب أحدهم كلّ المعدّات قبل يومين وفقدنا جميع الاتصالات مع اليابسة |
| Dale etrafı dağıttı, diğeri de bizi yukarı çıkardı. | Open Subtitles | لم يتكلما خرّب (دايل) المكان وأخذنا الرجل الآخر إلى الأعلى |
| Sonradan sahtekar olduğu ortaya çıktı. Şöhretimiz mahvoldu. | Open Subtitles | .أتضحَ أنهُ مُحتال .لقد خرّب سُمعتنا |
| Önceki evliliğimi askeri işlerin mahvettiğini biliyor. | Open Subtitles | هي تعرف أن الجيش خرّب زواجي الأخير لا يمكن أن تأخذ أيّ شئ للتعامل معه |
| "Dün almıştım, fakat at kuyruğu moralimi bozdu" | Open Subtitles | لقد أشتريتها أمس ، لكن ذيل الفرس خرّب مزاجي |
| Doğaya aykırı şeytani bir gaddarlık taşıyorsunuz. Türünüz bu şehri mahvetti. | Open Subtitles | فظائع شريرة مخالفة للطبيعة، وجنسكم خرّب مدينتنا. |
| O aptal ceket kendime güvenimi mahvetti ve tamamıyla kimseye güven vermedim. | Open Subtitles | هذا الجاكيت السخيف خرّب ثقتي إنها الأمر الوحيد الذي يميزني الثقة بالنفس الغير مبررة |
| Anne, Bart projemi mahvetti, ve bilim fuarına 3 gün kaldı. | Open Subtitles | أمي ، (بارت) خرّب مشروعي ومعرض العلوم على بعد 3 أيام |
| Kominiz karımın pantolonunu mahvetti. | Open Subtitles | نادلك الملعون خرّب سروال زوجتي |
| Onların hayatını mahvetti. Evliliklerini mahvetti. | Open Subtitles | خرّب لهم حياتهم خرّب لهم زواجهم |
| Bana yaptığın babasına yaptığın onu mahvetti. | Open Subtitles | أنظر ماذا فعلتَ لي لوالدها خرّب حياتها |
| Evet ama tanıştığın en güzel kızla şansını mahveden sensin. | Open Subtitles | نعم, ولكنك من خرّب فرصته مع أفضل فتاة التقيتها. |
| Peki ya hayatını mahveden adamı ayağına getirebilseydim? | Open Subtitles | "ماذا لو وضعت الرجل الذي خرّب حياتك أمامك؟" |
| Televizyonu mahveden kişiyim ve aynı zamanda onu düzeletecek kişiyim de. | Open Subtitles | أنا الرجل الذي خرّب التلفاز |
| Telsiz odanızı sabote eden kişi odur. Geminin motorunu da o bozdu. | Open Subtitles | هذا هو من خرّب غرفة إرسالكم لقد دمّر محرّك السفينة |
| - Biri konferans odasının merkezi güvenlik sistemini sabote etmiş. - Sahi mi? | Open Subtitles | هناك شخص قد خرّب غرفة الامن لقاعة الاجتماع |
| Oh, Jackie Treehorn etrafı dağıttı... | Open Subtitles | (جاكي تريهورن) خرّب المكان |
| Uzay da mahvoldu. | Open Subtitles | حسناً ... الفضاء خرّب |
| Hatırlıyor musun,Cody Goldfine noel hediyeni mahvettiğini düşünüp evini onu cezalandırmak için evini tuvalet kağıdıyla sarmıştık. | Open Subtitles | أنا أعرف هذه النظرة. أتذكرين عندما اعتقدتِ أن كودي قولدفاين خرّب هديتكِ لسانتا السري، |