| Öğrencim Pranav; dediğim gibi bütün bunların arkasındaki deha gerçekten o. | TED | طالبي برناف ، والذي حقيقتا كما قلت أنه العبقري خلف هذا |
| Bartlett yanına altı adam alıp, kulübenin arkasındaki ağaçlıktan yaklaş. | Open Subtitles | بارتليت ، خذ ستة رجال وأذهب عبر الغابة خلف الكوخ |
| Yeleğindeki küllerin ardında bir ev kadar büyük bir kalbin olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | أنت الطيب الذى عرفته دوما,خلف رماد دخان السجائر يوجد قلبك الطيب الكبير |
| Ve bu yüzden, düşündüm ki, dümeni teknenin arkasından önüne alsak nasıl olur, Daha iyi kontrol sağlar mıyız? | TED | وبالتالي، فكرت في ماذا لو قمنا فقط بأخذ الدفة من خلف القارب إلى المقدمة، هل سنحصل على تحكم أحسن؟ |
| Tanrım. Yine yanlış adamın peşinden gittim. Her zamanki gibi. | Open Subtitles | يا إلهي، لقد سعيت خلف الرجل غير المناسب، ثانيةً، كالعادة |
| İstasyondan yürüyerek geldiniz ve parktan geçerek evin arka tarafına ulaştınız, öyle mi? | Open Subtitles | أذن.أنت أتيت سيرا من المحطه,عابرا خلال الحديقه الى خلف المنزل الرئيسي.أليس هذا صحيح؟ |
| Irma, burada, halde doğdu. Balık pazarının arkasındaki bir kamyonda. | Open Subtitles | انها ولدت هنا فى ليزهالز فى شاحنة خلف سوق السمك |
| Garajın arkasındaki toprak çok güzel ve bir işe yaramıyor. | Open Subtitles | لديك قطعة أرض جميلة هناك خلف الكراج وليس بها شئ |
| Hikayelerin arkasındaki bir hayvan olarak Büyük beyaz, hep korkulan bir yırtıcı olacak. | Open Subtitles | يظهر كحيوان خلف الأسطورة يبقى القرش الابيض العظيم لا اقل منه رعبا كمفترس |
| İşte, imalathanenin arkasındaki ağaçlar orada eski bir otobüs yok mu? | Open Subtitles | هذه هي الغابة التي خلف المصنع أليس هناك حافلة قديمة موجودة؟ |
| Başına gelen onca şeyden sonra, aradığın huzuru bu duvarların ardında bulamazsın. | Open Subtitles | بعد كل ما حدث لك الامان الذى تريديه ليس خلف هذه الاسوار |
| Ee, bayan Sherman, Sizlerin Demir Perde dediğiniz yerin ardında yaşamaya ne dersiniz? | Open Subtitles | حسنا, ما رأيك فى العيش خلف.. ا ما تُطلقون عليه الستار الحديدى ؟ |
| Oğlum, muhtemelen şu evlerin pencerelerinin hepsinin ardında polisler vardır. | Open Subtitles | على الأرجح فإن الشرطة خلف كل نافذة من هذه البيوت |
| Onu götür ve tam başının arkasından vur. Tam şuradan. | Open Subtitles | خذه للخارج ,واطلق النار عليه في خلف رأسه هنا بالضبط |
| Salonun arkasına gidebiliriz ve zincirli parmaklıkların arkasından turne otobüsünü seyredebiliriz. | Open Subtitles | يمكننـا أن نذهب للخلف و نشـاهد حـافلة الجولة خلف سور السلاسل |
| Ama sen onun değil, bütün o diğer kadınların peşinden gittin. | Open Subtitles | بأستثناء انك لم تذهب خلفها لقد ذهبت خلف كل هؤلاء النساء |
| Hayır, hayır bu doğru değil. Kurye neden arka tarafa bırakamıyor? | Open Subtitles | هذا غير صائب، لمَ يعجز الموصل عن ترك الطرد خلف الباب؟ |
| Beni yok etmek istiyor, bu yüzden arkadaşlarımın peşine düştü. | Open Subtitles | إنها تريد تدميري لذلك قامت بالذهاب خلف أصدقائي للقيام بذلك |
| Bunun sonuda, kıtamızda daha çok kötü adam parmaklıklar ardına konulacak. | TED | بنهاية الأمر، الكثير من الأشرار في قارتنا سوف يوضعون خلف القضبان. |
| Söyle bana, yasak bölgenin ötesinde başka bir orman var mı? | Open Subtitles | قل لي ، إن كانت هناك غابة أخرى خلف المنطقة المحظورة |
| Bu durumda yapılacak en iyi şey bunu arkada bırakmaktır. | Open Subtitles | وأفضلُ جزء بهذا الموقف هو أن تحاول وضعهُ خلف ظهرُك |
| Daha önce tek elimi arkaya bağlasam seninle kavgaya tutuşabilir miyim? | Open Subtitles | قبل أن يحصل ذلك أليس بأمكاني أن أبدأ معك عراكاً إذا ربطت يداي خلف ظهري؟ |
| Annem hep derdi ki, "İlerlemeden önce geçmişini arkana al." | Open Subtitles | قالت أمي دائماً لابد أن تضع الماضي خلف ظهرك قبل أن تتحرك للأمام |
| Bu gün Amerikanın peşinde olabilirim ama bir gün Amerika benim peşime düşecek. | Open Subtitles | ..ربما أني أجري خلف أمريكا اليوم , لكن يوماً ما أمريكا ستجري خلفي |
| O tatlı görünüşünün altında son derece soğukkanlı bir kadın var. | Open Subtitles | خلف هذا اللطف البالغ ما مِن شخصٍ دمه بارد أكثر منكِ |
| Sadece dokunabildiler. Top, geri dörtlünün gerisinde Freddie Ljungberg'e geldi. | Open Subtitles | سيطر على الكرة من لمسة واحدة،استدار وارسلها خلف الدفاع لليونبرغ |